KENDİME MEKTUP: ESKİ BEN’E ÖZLEM


Merhaba eski ben,
Uzun zamandır konuşmuyoruz.
Biliyorum, seni hatırlamak bazen göğsümde bir fırtına koparıyor.
Çünkü sen, her şeye inanırdın.
Bir sabahın serinliğinde pencereyi açarken içeri dolan rüzgârla bile umutlanırdın.
Sanki her esinti bir söz verirdi kalbine.
Ben artık öyle değilim.
Belki büyüdüm, belki yoruldum,
ama ne olursa olsun, seni özlüyorum.

Hatırlıyor musun?
Hiçbir şey için acele etmezdik.
Bir şarkıyı baştan sona dinlemek bir törendi.
Bir çayın kokusu günün en güzel dakikasıydı.
Birine “özür dilerim” demek zordu ama içtendi.
Şimdi kelimeler çoğaldı, anlam azaldı.
Gülmek bile aceleye geldi.
Ve fark ettim:
Zaman sadece bizi yaşlandırmadı; duygularımızın da rengini açtı.

Senin kadar cesur değilim artık.
Sen “deneyeyim” derdin, ben “ya olmazsa?” diyorum.
Sen seversin, ben temkinliyim.
Sen kırılırsın, ben mesafeliyim.
Aramızda yıllar değil, farkındalıklar var.
Ama bilmeni isterim: seni kaybetmedim, sadece sessiz bir köşeye bıraktım.
Orada hâlâ titreyerek bekliyorsun.
Bazen sabahları çayımı karıştırırken senin gülüşün düşüyor aklıma.
“Hayat bu kadar ciddiye alınacak bir şey mi?” derdin.
Haklıydın…

Bir gün bir fotoğraf gördüm.
Eski bir masa, iki dost, bir kâğıt, birkaç kalem…
O an kalbim sıkıştı.
Çünkü o fotoğrafta sadece insanlar değil, kaybettiğimiz bir huzur vardı.
O masada sabır vardı, anlam vardı,
ve sen vardın — her ayrıntıya ruh katan hâlinle.
Ben şimdi aynı ışığın altında oturuyorum,
ama masa boş, kelimeler suskun.
Rüzgâr hâlâ esiyor,
ama artık saçlarımı değil, içimi savuruyor.

Bazen sana kırıldım.
Neden bu kadar inandın insanlara, neden bu kadar güvendin hayata?
Ama şimdi biliyorum, eğer sen o kadar saf olmasaydın,
ben bu kadar derin olamazdım.
Senin saflığın, benim olgunluğuma dönüştü.
Yani biz, birbirimizi tamamladık.
Sen içimdeki ışığın ilk hâliyken,
ben onun gölgesiyim belki…
Ama hâlâ aynı kalpte yaşıyoruz.

Bir gün yeniden buluşacağız.
Belki kahvemin ilk yudumunda,
belki bir çocuk kahkahasında,
belki bir rüzgârın saçlarımı savurduğu anda.
O an geldiğinde, yeniden sen olacağım.
Kendimi değil, seni dinleyeceğim.
Çünkü senin sesin hâlâ içimde fısıldıyor:
“Hayat karmaşık değil, sadece yavaşla.”

Kendine iyi bak, eski ben.
Belki yollarımız ayrıldı,
ama kalbimiz hâlâ aynı yerde atıyor.
Ve biliyor musun,
seni hâlâ çok seviyorum.
Çünkü sensiz kim olduğumu hatırlayamam.

Yazan: Nurgül Bekar 

X.com//@nurbekar