KIRILGANLIKTAN DOĞAN KUDRET

Gücün kaynağı, kusursuzluk değil; kırılganlık

Merhaba değerli okurlar,

İradeyi, korku ve arzu zincirlerini, yalnızlığı ve dayanışmayı konuştuk. Bu yazı, uzun bir yolculuğun son durağı gibi görünse de aslında bir kapanış değil, yeni bir başlangıcın habercisi: Kırılganlıktan kudret doğar.

Modern dünya bize sürekli kusursuz, yenilmez ve güçlü olmamız gerektiğini fısıldar. Oysa gerçek güç, maskelerin ardında değil, tam da maskelerin düştüğü yerde gizlidir. Yunus Emre’nin dediği gibi: “Taş gönülde ne biter, dilinde ağu tüter.” Taş kesilmek değil, kırılabilmek insana yaşamı öğretir.

Hayat, düşmek ve kalkmaktan ibaret bir döngüdür. Anadolu’nun bilge deyişiyle: “Düşenin dostu olmaz ama kalkanın yolu açıktır.” Her düşüş, bir yenilgi değil; yeniden ayağa kalkma iradesiyle gelen bir bilgelik dersidir. İnsan, kendi kusurlarını ve yaralarını kucakladığında işte o zaman direncinin kaynağını keşfeder. Narin bir çiçeğin rüzgâra rağmen ayakta kalması gibi, insan da kırılganlığı sayesinde güçlenir.

Özgürleşmek, varılacak bir nokta değil; bir akıştır. Tıpkı bir nehrin dar boğazlardan geçip okyanusa kavuşması gibi... Bu yolculukta ne tek başına bir ada ne de fanus içindeki bir bireysin. Sen doğanın, toplumun, tarihin ve evrenin bir parçasısın. Asıl özgürlük, bu bütünlükle bağ kurduğunda başlar.

Son Söz

Her fırtına bir gökkuşağı vaat eder. Her kriz, yeni bir büyümenin kapısını aralar. Ve her kırılganlık, içindeki kudreti keşfetmen için bir çağrıdır.

Sevgili okur, bu yazı kimseye bir reçete sunmak için değil; bir ayna tutmak, düşünmeye davet etmek içindi. O aynada gördüklerinle yüzleştiğinde, kırılganlığının ardında saklı duran kudreti keşfetmen mümkün olabilir.

Peki sen, kendi kırılganlığının ardında hangi kudreti saklıyorsun?

Duygu, düşünce, yorum ve eleştirilerinizi fikriniyaz@gmail.com adresine paylaşabilirsiniz.

Birlikte düşünmek umuduyla…