Ey dünya! Şu fani misafirhanelerde, geçirdiğim her günde ve anda, ellerim hiç titremedi yüreğim kadar ve

Kalemim hiç sürçmedi dilim kadar. Nereye baksam, neyi görsem, kalbimin o ritmik sesinde, irademin ve aklımın ışığında onun eşsiz sanatına ve gücüne şahit olurken, şehadetten, sadakatten, muhabbetten, dürüstlükten inançtan,

Sevgi ve aşktan, vefadan mahrum yaşayanları görmek

İçimi alev alev yakmakta.

Hani “İNSAN” ve misafiriz ya…

Ev sahibi kim oluyor burada?

Hz. Mevlana der ki!

Balığa, denizden başkası azaptır

Evet, insanda da, Haktan gayrısı azaptır.

Rahman ve Rahim olan Allah’ım

Beden sarayına üfleyip tayin ettiği RUH sultanına akıl ve iradeyi yüce Kuranın ışığı ve Hz. Peygamberin rehberliğini kabul edecek bilinçte, imtihan alanı olan dünyamızda ömür sermayesini ve emanet bedeni

Soyumuz Hz. Adem babamıza

Yaraşacak şekilde Şerefli, inançlı ahlaklı ve tüm insanlığa faydalı bir şekilde sürmesi hususunda ruhsat vermiştir.

Ancak, acaba yüzde kaçımız bu tarife uygun yaşıyoruz?

Bir dervişe sormuşlar; Soyunuz

Nereye ulaşıyor diye…

Derviş cevap vermiş: İnsanlığı olmayanın soyu hiçbir yere ulaşmaz der…

İnsanı kendisine halife kılan yüce Allah cc. akıl cevherini

Kullarına sadece yeme içme,

İhtiyacını giderip egosunu beslemesi için ve şeytanın sponsorluğunu üslendiği nefis

Denilen, gayrı ahlaki arzularını tatmin etmek için vermemiştir

Allah’ın kuluna bahşettiği ömür sermayesini onun razı olmadığı

Eylemlerle tüketmek, aklı izanı

İmanı kâmil bir insanlara yaraşır bir hal değildir.

Pişmanlık ve keşkelerle dolu bir hayatın telafisi yoktur.

Hayat yolun sonuna gelenin geri dönüp telafi etmek gibi bir lüksü yoktur.

Keşke herkes en sonundaki aklını en başta kullanma yeteneğine sahip olsa da ah vah edecek hale gelmese

Kabir menzil ise, yol “hak” olmalı değil mi? Zaten dünyadan tek çıkış kapısı var öyle değil mi? Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara. Sen istediğin kadar pazarda mal ara. Kullanacağından gayrısı zaten senin değil, rızkından gayrısı boğazından geçecek değil..

Öyle değil mi?

Hak yolunda güzergâh, küçücük dünya.

Maksadımız ona varmak değil mi?

Konaklama yerleri güze olsa da,

Dalmamalı fazla, öyle değil mi?

………………….

Yıllar çarçabuk geçiveriyor,

Toplamalı dağılanı, doğru değil mi?

Bir bakmışsın, ömür geçiveriyor,

Zaman treni hızlı, öyle değil mi?

……………………….

Hiç görmeden geçtiğin nice yollar var,

Yollarında sonu var, öyle değil mi?

Boş yere tükettik onca ömrü,

Yeniden başlanmaz, asla değil mi?

1. Atakan.

Güzel bir gün dileğiyle sağlıcakla kalın sevgiyle kalın.