UYUŞTURUCUYLA SAVAŞ, HEPİMİZİN SAVAŞIDIR

UYUŞTURUCUYLA SAVAŞ, HEPİMİZİN SAVAŞIDIR

ABONE OL
14 Ekim 2025 11:23
UYUŞTURUCUYLA SAVAŞ, HEPİMİZİN SAVAŞIDIR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gözlerimizin önünde eriyip giden bir nesil var. 

Çocuklarımız, gençlerimiz… 

Kimi henüz ilkokul sıralarında, kimi lise kapısında, kimi de üniversite hayalleri kurarken uyuşturucu bataklığına saplanıyor. Bazen bir merak, bazen bir arkadaş ısrarı, bazen de hayattan kaçış… Ama sonuç hep aynı: yok oluş!

Uyuşturucu, sadece bir sağlık sorunu değil; aynı zamanda sosyal, kültürel ve hatta milli bir meseledir. Bu zehir, sadece bireyi değil, onun ailesini, çevresini, toplumun bütün yapısını çürütüyor.

 İnsanlar, göz göre göre kendi bedenlerini ve zihinlerini tüketirken, biz çoğu zaman sessiz bir seyirci gibi kenardan izliyoruz.

Bugün ülkemizde uyuşturucu kullanım yaşı maalesef ilkokul düzeyine kadar inmiş durumda. Bu acı tabloyu sadece haber bültenlerinde değil, kendi mahallemizde, okulun önünde ya da bir park köşesinde de görebiliyoruz. Ve her geçen gün bu bataklığa bir yenisi daha düşüyor. Peki neden? Denetimsizlikten mi, ilgisizlikten mi, yoksa suskunluğumuzdan mı?

Ailelere büyük görev düşüyor. Bir çocuğun ilk öğretmeni annesi ve babasıdır. Ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı ve güvene dayalı bir iletişim kurması, onların duygusal dünyasına ulaşabilmesi bu sürecin en önemli savunma hattıdır. Çocuklarımızı sevgiyle, ilgiyle büyütmezsek, sokak onları kendi yöntemleriyle büyütür.

Öğretmenlerimiz de bu mücadelenin en önemli kahramanlarındandır. Okullarda sadece akademik bilgi değil, hayat bilgisi de verilmeli. Öğrencinin sadece notu değil, ruh hali de takip edilmeli. Davranış değişimleri, içine kapanmalar, ani öfkeler… Bunların her biri bir işarettir. Göz ardı edilmemeli.

Devlet, sivil toplum kuruluşları, güvenlik güçleri, yerel yönetimler, medya organları, sosyal sorumluluk projeleriyle bu mücadelede el ele vermelidir. Herkesin elini taşın altına koyma zamanı çoktan gelmiştir.

Uyuşturucu batağına düşen bir genç; sadece bir bireyin değil, bir toplumun da kaybıdır. Onların gözlerimizin önünde nasıl yok olduklarına tanık oluyoruz. Kimi zaman sokakta yığılıp kalan bir beden, kimi zaman bir annenin feryadı, kimi zaman da boşluğa bakan bir çocuğun gözlerinde görürüz bu acıyı. Ve bu acılar artık hepimizin acısı olmalı.

Uyuşturucuyla mücadele, geçici projelerle, göstermelik çalışmalarla değil; kalıcı, samimi, kararlı bir duruşla yapılmalıdır. Eğitimin bu mücadelenin temeli olduğu unutulmamalı. Bilinçli bir nesil, karanlığa teslim olmaz.

Unutmayalım: Sessiz kalmak, kabullenmektir. Uyuşturucuyla savaş, hepimizin savaşıdır. Bu savaşta kaybedecek zamanımız yok. Her gün bir çocuğumuz daha göz göre göre elimizden kayıp gitmeden harekete geçmeliyiz.

Gelin, bu savaşı birlikte kazanalım.  

Gelin, çocuklarımızı, gençlerimizi, geleceğimizi kurtaralım.

En az 10 karakter gerekli