ELEŞTİRİNİN UYUŞTURUCU KONFORU: PASİF GÖZLEMCİLİĞİN GİZLİ BEDELİ

ELEŞTİRİNİN UYUŞTURUCU KONFORU: PASİF GÖZLEMCİLİĞİN GİZLİ BEDELİ

ABONE OL
4 Kasım 2025 09:52
ELEŞTİRİNİN UYUŞTURUCU KONFORU: PASİF GÖZLEMCİLİĞİN GİZLİ BEDELİ
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Önceki yazımızda, yalnızlığın panzehirini “biz” olmanın kudretinde aramıştık.

Oysa “biz” olma yolculuğunun önündeki en büyük engel, eylemsizliğe sığınan o pasif gözlemci ruhtur.

Bu, çağımızın en büyük paradokslarından biridir:

Hem sürekli şikâyet edeceğiz, hem de o şikâyet ettiğimiz durumun değişmesi için kılımızı bile kıpırdatmayacağız.

Bu sadece bir tembellik değil; derin bir varoluşsal ikiyüzlülüktür.

Eleştirinin Uyuşturucu Konforu

Pasif gözlemcilik, görünmez bir konfor alanıdır. Çünkü eleştirmek kolay, sorumluluk almak zordur. Parmağımızı sallayarak suçluyu işaret ettiğimizde, sanki üzerimizdeki yükten kurtulmuş gibi hissederiz. Oysa sürekli şikâyet, tıpkı bir uyuşturucu gibidir:

Anlık bir rahatlama sağlar ama bizi gerçek eylemden, değişimden ve vicdani dönüşümden uzaklaştırır.

Ne kadar çok “sistem kötü” dersek, o kadar haklı hissederiz.

Ve ne kadar haklıysak, o kadar hareketsiz kalma hakkımız olduğunu düşünürüz.

Bu, farkında olmadan özgür irademizi felç eder.

Oysa özgür irade sadece “ne yapmayacağımıza” karar vermek değil, “ne yapacağımıza” dair o zorlu çabayı gösterebilmektir.

İyileşme ihtimali yüzde yüz olmasa da, imkânsızı mümkün kılma çabasıdır irade.

İradesizlik ve Ortaklık

Gönüllülük, toplumsal sorumluluk ya da bir iyilik girişimi…

Bunlar yalnızca sistemdeki kusurları gidermek için değil,

o kusurlara ortak olmamak için verilen bilinçli bir mücadeledir.

Sorunlar elbette vardır. Ama bu sorunlara seyirci kalmak,

bizi o sorunun pasif ortağına dönüştürür.

Ne zaman ki “bana ne” demek yerine “bana düşen nedir?” diye sorarız,

işte o zaman bireysel kudretimiz yeniden canlanır.

Gerçek güç, mükemmel bir sistemi beklemekte değil;

eksik, kusurlu ve aksak bir dünyaya rağmen

kendi küçük çabamızla fark yaratabilme cesaretinde yatar.

Eğer bir sistem kötüyse, onu eleştirmek kolaydır.

Zor olan, o eleştirinin yüklediği sorumluluğu taşımaktır.

Unutmayın; şikâyet bir başlangıçtır,

ama çaba bir sonuçtur.

Kendi varoluşumuzun onurunu korumak istiyorsak,

elimizi taşın altına koymak zorundayız.

Peki siz,

şikâyet fanusunuzdan çıkıp o küçük ama anlamlı çabayı göstermeye ne zaman başlayacaksınız?

Birlikte düşünmek dileğiyle…

Duygu ve düşüncelerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.

En az 10 karakter gerekli