Geçen gün sosyal medyasını açtım ve karşıma öyle bir fotoğraf çıktı ki, hayatımı durdurup kendime dışarıdan bakmak zorunda kaldım. Fotoğrafı bilirsiniz; Noel Baba’nın stüdyo çekiminden kaçmış gibi ışıklarla süslenmiş bir köşe, yanında romantik bir mum, ortasında da sanki İspanya’dan özel uçakla kırmızı halıda yürütülerek getirilmiş yanık San Sebastian. Öyle bir sunum ki, tatlı değil; yurtdışı heyeti. Tabak ışık altında parlıyor, San Sebastian poz veriyor, mum ışığı “Ben bu sofrada olmayı hak ediyorum.” diyor. Altında da kibar bir cümle: “En sevdiğim zamanlar.”
Ben de sordum:
“Allah aşkına bundan yedin mi?”
Cevap? Bir kahkaha.
Ama öyle bir kahkaha ki…
Ses 18 desibel, anlam 380 volt:
“Ben onu yersem mevsimler değişir yavrum.”
Dedim ki, “Peki neden yemediğin şeyleri bize paylaşıyorsun?”
Çünkü sevgili okuyucular…
Eylül böyle biri.
Eylül yemek yemiyor; yemek yedirerek besleniyor.
Bu kadın kalori almıyor; kaloriyi bize outsource ediyor.
Fotoğraflarda tam bir gastronomi avcısı.
Tatlıyı o kadar güzel çekiyor ki, NASA “Bu yüzey dokusunu biz bile böyle görüntüleyemedik.” dese şaşırmam.
Tabaklar tablo, tatlılar gök olayı.
Ama iş yemeye gelince…
Çatalın ucunu bile yemiyor.
Gerçek anlamda.
Bir lokmayı üç kişiye bölüp “Ben doyuyorum ya.” diyebilen ender bir tür.
Ve kritik bilgi:
Eylül diyetisyen. Aktif değil ama… yani danışan almıyor; sadece danışanı izliyor.
Bir diyetisyen değil; tam zamanlı bir diyet gözlemcisi.
Kendi yemiyor ama bizim tabağımıza dronla kalori indiriyor.
Eşi?
Ünlü bir doktor.
Ailece o kadar inceler ki, kalori onlara uğramıyor; sadece el sallayıp geçiyor.
Aile fotoğraflarında bile “bu insanlar karbonhidrattan muaf” hissi var.
Bir gün birlikte restorana gittik. Menü daha masaya değmeden Eylül, sanki yıllardır gizli gizli eğitim almış gibi kendini Michelin jürisi ilan etti.
“Şu gelsin, bunu da alalım… Ay o müthiştir, sakın kaçırmayalım!” diye tempo tutarak siparişleri yağdırıyor.
Garson şaşkın, biz şaşkınız; derken masaya beş bölümden oluşan bir gastronomi dizisi iniyor.
Eylül ise karşıya geçmiş, kollarını kavuşturmuş, bizi izliyor.
Ben yemiyorum; çünkü artık anlıyorum ki ben burada bir müşteri değilim, Eylül’ün Gastronomik Davranışlar Üzerine Alan Çalışmasında deney faresiyim.
Arada motivasyon konuşmaları geliyor:
“Bugün hiçbir şey olmaz. Ye ye ye!”
Benim tabak ayrı bir deprem bölgesi; Eylül’ün tabağında ise hâlâ ilk dokunuşun izleri duruyor. Sanki o tabak arkeolojik eser, benimki afet sonrası hasar tespiti.
Ve üç gün sonra karşılaşıyoruz:
“Aaa… sen kilo mu aldın?”
Kızım! Beni üç tatlıya sen sürükledin!
Motivasyon konuşmasını sen yaptın!
Ama asıl şov misafirlikte.
Normal biri “İki kişi geliyor, beş çeşit yeter.” der.
Eylül?
On kişiyi çağırır, yüz kişilik sofra kurar.
Eve giriyorum, masaya bakıyorum:
“Acaba yanlışlıkla birinin düğününe mi geldim?”
Tabaklar o kadar uyumlu dizilmiş ki, fon açsam garsonlar çift sıra senkronize yürüyüşe başlayacak.
Hacim öyle bir noktada ki, masaya bakan herhangi bir kurum “Bu kadarı sahra mutfağı kapasitesine girer,” diye rapor yazabilir.
Ama kendisi?
Yine çatal ucu.
Tatlıya değiyor: “Hımm güzelmiş.”
Ben de oradan bakıyorum:
“Sen tatlıyı röntgenle mi yedin?”
Sofrada ısrar hiç bitmiyor:
“Şundan da al, bundan da tat, hayır ondan almadan olmaz!”
Ben çalışıyorum, o beni izliyor.
Ben performans sanatları festivalinde sahnedeyim; Eylül jüri başkanı.
Ve üç gün sonra yine karşılaşıyoruz.
O meşhur mimik:
“Aaa… biraz dolgunlaşmışsın.”
“Ve gelelim San Sebastian’a…
Dayanamayıp sorduğum sorunun cevabı:
‘Allah aşkına, ne kadar yiyebildin? Eminim bir tatlı kaşığı bile zor inmiştir midene.’
O da gülerek cevap verdi:
‘Eşimle ikimiz gerçekten sadece bir tatlı kaşığı yedik.’
Bir.
Tatlı.
Kaşığı.
Biz fotoğrafa bakıp markette tatlı avına çıkıyoruz,
O tatlının kokusundan bile hayat enerjisi depoluyor.
Sevgili okuyucular…
Herkesin hayatında bir Eylül vardır:
Tatlıyı bize yedirip sonra tartıda şaşıran…
Ama kahkahasıyla hayatı aydınlatan…
Bu yazı ona gelsin.
San Sebastian’ı yememiş olabilir,
ama bıraktığı neşeyle küçük bir ülkeyi bile aydınlatır.
Yazan: Nurgül BEKAR
X.com //@nurbekar

GENEL
18 Kasım 2025KÖŞE YAZILARI
18 Kasım 2025GÜNDEM
18 Kasım 2025GÜNDEM
18 Kasım 2025GÜNDEM
18 Kasım 2025GÜNDEM
18 Kasım 2025GÜNDEM
18 Kasım 2025