MÜKEMMELİYETÇİLİĞİN ZALİM YARGICI

MÜKEMMELİYETÇİLİĞİN ZALİM YARGICI

ABONE OL
14 Ekim 2025 11:00
MÜKEMMELİYETÇİLİĞİN ZALİM YARGICI
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Başarının Zehirlendiği An: Kendine Şefkati Çalınan Ruhlar

Bazı anlar vardır… O zorlu sunum biter. O kritik proje teslim edilir. Dışarıdan bakıldığında her şey kusursuzdur, alkışlar duyulur. Tam da o anda, zaferin tadını çıkaracakken içimizdeki o sessiz fısıltı devreye girer:

“Daha iyisi olabilirdi.”

“O küçücük hata neydi öyle, herkes fark etti.”

“Bu sadece şanstı, bir dahaki sefere batıracaksın.”

Bu ses, ertelemeye neden olan ilk korkudan daha sinsi bir düşmandır. O, bizi eyleme geçmeden önce felç eden değil, eyleme geçtikten sonra zehirleyen mekanizmadır: İçimizdeki Zalim Yargıç.

Değersizliğin Görünmez Not Defteri

Önceki yazımda, “mükemmel olmama korkusunun” bizi nasıl ertelemeye mahkûm ettiğini konuşmuştuk. Peki ya o korkuyu aşıp başarıya ulaştığımızda ne olur? İşte mükemmeliyetçiliğin en yıpratıcı döngüsü burada başlar: Başarı, asla bir son durak olmaz; yalnızca bir sonraki eleştirinin başlangıcıdır.

Bu yargıç, sırtımızda taşıdığımız görünmez bir not defteriyle dolaşır. Her anımızı, her başarımızı kaydeder. Ne kadar çabalarsak çabalayalım, o defterde hep altı çizili bir “Eksik” kalır.

Çünkü mükemmeliyetçi için hedef, iyi bir iş çıkarmak değil; hiç hata yapmamaktır. Ve hata yapmadığımızda bile, “daha fazlasını yapmalıydın” diyen o ses susmaz. Bu döngüde işin kendisi değil, benliğimiz sürekli sorgulanır. Kendimizi performansımızla eş tuttuğumuz o an, özgür irademiz felç olur ve yalnızca “kusur avlama” görevine kilitleniriz.

Şefkatin İsyankâr Adımı

Asıl yoran, yaptığımız iş değil; içimizde durmadan hüküm veren bu yargıçtır. O, kendimize duyduğumuz şefkati çalan, bizi sürekli bir yarış atı gibi koşturan bir gardiyan gibidir.

Peki özgürlük nerede başlar? O zalim yargıcın elindeki kalemi kırdığımız yerde. Kusurlu bir çabanın, kusursuz bir bekleyişten daha değerli olduğunu fark ettiğimiz anda.

Gerçek özgürleşme; başarılarımızı tesadüf değil, emeğimizin bir sonucu olarak kabul edebilmekte, kusurlarımıza şefkat gösterebilmekte saklıdır.

Son Söz

Belki sizin de görünmez bir not defteriniz vardır. Her satırında altı çizili “Eksik”lerle dolu, her başarıdan sonra kulağınıza fısıldayan bir yargıç…

Peki ya bir gün, o defteri kapatıp kendinize sessizce “Yeterli” deseniz?

Belki özgürlük, tam da o anda başlar.

Duygu ve düşüncelerinizi [email protected] adresi üzerinden bana iletebilirsiniz.

Birlikte düşünmek dileğiyle…

En az 10 karakter gerekli