GÖLGE: MODERN ZİNCİRLER KARŞISINDA İÇSEL ÖZGÜRLÜĞE YÜRÜYÜŞ

GÖLGE: MODERN ZİNCİRLER KARŞISINDA İÇSEL ÖZGÜRLÜĞE YÜRÜYÜŞ

ABONE OL
19 Ağustos 2025 12:31
GÖLGE: MODERN ZİNCİRLER KARŞISINDA İÇSEL ÖZGÜRLÜĞE YÜRÜYÜŞ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kimim Ben?
Ben bir taş ustası değilim,
Hatay sokaklarında çığırtkanlık yapan,
Ki burası da Roma değil.
Üstelik aklını da çeldiğim yok kimsenin.

Dostlarım bana şair güzellemesi yaparlar.
Velev ki ben şairim,
Kalemimden dökülen de şiir…

Güneşi ellerimde tutuyorum,
Fulardır boynundaki zincir.

Kurtulacak mıyım paslı düşüncelerden?
Arınacak mı benden onca kir?
Peki söküp atabilecek miyim içimdeki öfkeyi?
Akıp gidecek mi dilimdeki zehir?

—Gölge—

Merhaba değerli okurlar,

Bu dizeler, asırlar öncesinden gelen felsefi bir yankı taşıyor. Taş ustası Sokrates’in babasından Hatay sokaklarına, oradan da Roma’ya uzanan bir sorgulama. Ancak dizelerin en çarpıcı noktası, modern zamanın paradoksunu barındırıyor: “Fulardır boynundaki zincir.” Zincirler artık, bileğimizi kesen prangalar değil; boynumuza bir statü sembolü olarak taktığımız, fakat bizi özgür bırakmayan ipek fularlar.

Tam da burada felsefe bize bir yol haritası sunar: Stoacılık. Bu öğreti mutluluğu dışsal koşullarda değil, içimizde inşa edilmesi gereken bir “kale” olarak görür. O kalenin gücü ise, iki zıt hayatın bize bıraktığı derslerde gizlidir.

Birinci Yürüyüş: Kölelikten Bilgeliğe, Epiktetos’un Dersi

Epiktetos, günümüz Türkiye’sindeki Hierapolis’te köle olarak doğdu. Fiziksel engeli ve güçsüzlüğüne rağmen en ağır acıya karşı metanetini koruyabildi. Rivayete göre, sahibi bacağını bükerken “Kırılacak” demiş, kırıldığında ise “Kırıldı işte” diyerek acıyı üzerinde kontrolü olmadığı bir gerçeklik olarak kabullenmiştir.

Onun zincirleri gözle görülürdü, ancak zihnine kimse zincir vuramamıştı. Epiktetos, asıl esaretin dışsal koşullarda değil, “paslı düşünceler” ve “içimizdeki öfke” gibi duygusal zincirlerde olduğunu gösterdi. Bilgece yaklaşımı şuydu: “İnsanları rahatsız eden şeyler, olayların kendisi değil, onların olaylar hakkındaki görüşleridir.”

İkinci Yürüyüş: Kargaşadan Sükûnete, Marcus Aurelius’un Arayışı

Epiktetos’un öğretilerini benimseyen bir diğer figür ise Roma İmparatoru Marcus Aurelius’tu. Dünyanın en güçlü insanıydı; zincirleri yoktu, ama kargaşası çoktu. Bitmeyen savaşlar, saray entrikaları ve ağır sorumluluklar arasında içsel huzuru sürekli tehdit altındaydı.

Her sabah “Meditasyonlar” adlı günlüğüne kendi ruh halini yazması, onun da bir kale inşa etme ihtiyacını gösterir. O, dış dünyanın kaosuna rağmen içsel sükûneti korumaya çalıştı. Kendi kendine şu hatırlatmayı yapardı: “Sabah uyandığında, insan olarak yapman gereken işin seni beklediğini düşün.”

Köle, İmparator ve Biz

Epiktetos’un zincirleri, Marcus Aurelius’un kargaşası bugün bize ne anlatıyor? Bizler ne bir köleyiz ne de bir imparator. Ancak görünmez zincirlerle bağlıyız: sosyal medyanın sunduğu sahte mutluluklar, tüketim hırsı, başkalarının hakkımızdaki yargıları… Bu zincirler, şiirdeki “içimizdeki öfkeyi” ve “dilimizdeki zehri” çoğaltıyor.

Bu iki farklı yürüyüş, aynı dersi hatırlatıyor: Gerçek özgürlük dışsal statüden, maldan veya mülkten bağımsızdır. Asıl zafer, dışarıdaki fırtınayı susturmak değil, içimizde yıkılmayan bir sükûnet kurmaktır. İşte o an, “paslı düşüncelerden” arınır, kendi irademizin mimarı oluruz. Belki gölgelerden bütünüyle kurtulamayız, ama ışığı onların üstüne taşıyabiliriz.

Bu içsel özgürleşme, sadece bireysel bir yolculuk değildir. Stoacılığın en temel ahlakı, “dünya vatandaşı” olmaktır. İçsel kalenizi inşa ettikten sonra, bu gücü topluma hizmet etmek, adaletsizliklerle mücadele etmek ve çevrenizdeki insanların yaşamına dokunmak için kullanırsınız. Çünkü Epiktetos’un söylediği gibi, önce kendi ruhunuzu düzenleyip, sonra bu gücü, “bir orman gibi kardeşçe yaşamak” için kullanırsınız.

Köşe yazılarımda sizlerden gelen soruları, düşünceleri ve merak ettiğiniz konuları birlikte ele almak isterim.

Görüşlerinizi paylaşmak isterseniz, bana [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.

Birlikte düşünmek, birlikte yol almak dileğiyle…

En az 10 karakter gerekli