0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Antakya’nın tarihî ve doğal simgesi olan Belediye Parkı büyük bir tehdit altında. Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, kamuoyuna yaptığı çağrıda, “Antakya’nın nefesi olan parkımızı geri istiyoruz!” diyerek duruma tepki gösterdi.

Asi Nehri kıyısında, şehrin tam kalbinde yer alan ve geçmişi II. Abdülhamit dönemine uzanan Antakya Belediye Parkı halk arasında bilinen adıyla “Büyük Park” ya da “Atatürk Parkı” bugün ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya. Antakya’nın en büyük yeşil alanı olan park; çam, defne, akasya, palmiye gibi birçok ağaç türünü barındırıyor ve kentin doğal belleğini oluşturuyor. Ancak bu değerli alan, son dönemde yaşanan gelişmelerle birlikte adeta yok oluşa terk edildi.

PARK EL KONULARAK ŞANTİYE ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Karasu’nun açıklamalarına göre, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından el konulan park alanı, uzun süredir halka kapatılmış durumda. Parkta bakım yapılmıyor, ağaçlar sulanmıyor ve altyapı çalışmaları nedeniyle kökleri açığa çıkan ağaçlar büyük risk altında. Üst bölgesine kurulan beton santrali ise hem toz hem de çevre kirliliği oluşturarak doğal yaşamı tehdit ediyor.

ANTAKYA HALKININ NEFES BORUSU KAPANIYOR

Antakya Belediye Parkı, yıllardır kentin sosyal yaşamının merkezinde yer aldı. Vatandaşların dinlendiği, çocukların oynadığı, yaşlıların soluklandığı bu alan, bir süredir sessizce betonlaşma tehdidi altında. Başkan Karasu, “Zeytinliklerimizden sonra parkımız da işgal edildi. Ağaçlarımız kuruyor, doğamız susuz kalıyor,” diyerek yetkililere seslendi.

“YEŞİL TÜKENİRSE, NESİL TÜKENİR”

Antakya Çevre Koruma Derneği, parktaki bu değişimin sadece çevresel değil, kültürel bir kayıp olduğunu da vurguluyor. Parkın gelecekte nasıl bir amaçla kullanılacağına dair hiçbir açıklama yapılmaması, halk arasında endişeyi artırıyor. “Antakya’nın yeşil hafızası siliniyor,” diyen Karasu, bu alanın korunması için tüm yetkilileri ve halkı harekete geçmeye çağırıyor.

ÇAĞRI: PARKI HALKINA GERİ VERİN

Dernek ve birçok çevreci platform, parkın yeniden halka açılmasını, beton santralinin kaldırılmasını ve tarihi dokusuna uygun şekilde restore edilmesini talep ediyor. Karasu’nun son sözü ise durumu özetliyor:

“Unutmayalım ki; yeşil tükenirse, nesil tükenir.”