Aile, insanın ilk aynasıdır. Kendimizi tanımayı, duygularımızı ifade etmeyi ve ilişkilerimizi şekillendirmeyi önce ailede öğreniriz. Sevgi dolu, anlayışlı ve sağlam temellere dayanan bir aile, bireylerin hem ruhsal sağlığı hem de genel yaşam kalitesi için vazgeçilmezdir. Bu yüzden sağlıklı bir aile içi iletişim, bireylerin hem ruhsal gelişimi hem de yaşam doyumu açısından hayati bir öneme sahiptir.
Ne yazık ki günlük hayatın yoğunluğu, teknoloji kullanımı ve yanlış iletişim kalıpları aile bireylerini birbirinden uzaklaştırabiliyor. “Evde kimse kimseyle konuşmuyor.” birçoğumuzun ortak şikâyetidir. Oysa iletişim, sadece söz alışverişi değil; birbirimizin dünyasına dokunabilmenin en güçlü yolu. Çocuklar duygularını paylaşamadığında içine kapanır, eşler birbirini dinlemediğinde aralarındaki bağ zayıflar. Sessizlik, çoğu zaman kırgınlıktan ya da yanlış anlaşılma korkusundan beslenir. Oysa küçük ama etkili adımlarla iletişim kanallarını güçlendirmek mümkün:
Dinlemeyi Öğrenin: Çoğu zaman cevap vermek için dinliyoruz, anlamak için değil. Karşımızdakini gerçekten dinlemek, ona değer verdiğimizi hissettirir.
“Ben” Dilini Kullanın: Suçlayıcı “sen” dili yerine, kendi duygu ve düşüncelerinizi ifade eden “ben” dilini kullanın.
Duyguları İfade Edin: “Bunu yaptığında kırılıyorum” gibi “ben dili” kullanmak, suçlayıcı olmadan duygularımızı paylaşmamıza yardımcı olur.
Birbirinize Vakit Ayırın: Kısa da olsa ailecek geçirilen kaliteli zaman, bağı kuvvetlendirir. Önemli olan süreden çok, o anın paylaşımıdır.
Küçük Jestlerin Gücü: Bir teşekkür, bir gülümseme, bir sarılma; aile bağlarını görünmez iplerle güçlendirir.
Unutmayalım, iletişim yalnızca konuşmak değil; anlamak, hissetmek ve bağ kurmaktır. Sağlıklı iletişim kurmayı öğrenen aileler, çocuklarına da güvenli bir duygusal ortam sunar. Bu ortamda yetişen bireyler, hem kendine hem de çevresine daha şefkatli yaklaşır.
GENEL
16 Eylül 2025KÖŞE YAZILARI
16 Eylül 2025GÜNDEM
16 Eylül 2025GÜNDEM
16 Eylül 2025GÜNDEM
16 Eylül 2025GÜNDEM
16 Eylül 2025GÜNDEM
16 Eylül 2025