Hepimiz ilişkilerimizde huzur, bağlılık ve güvenlik ararız. Ancak günümüzün teknolojik olanakları ve artan belirsizlik hissi, bu arayışı tehlikeli bir yöne çekebiliyor: Kontrol Etme İsteği.
“Neredesin?” mesajlarının anında cevaplanma zorunluluğu, konum paylaşma uygulamaları, eski mesajları karıştırma dürtüsü… Bunların hepsi, sevgi ve bağlılık maskesi altında gizlenmiş bir güvensizlik sarmalıdır. Bir ilişkiyi sağlam yapan şeyin, partneri her an denetlemek değil, ona şüphe duymadan inanmak olduğunu ne zaman unuttuk?
Kontrol etme ihtiyacı, karşı tarafa duyulan güvensizlikten çok, genellikle kendi içimizdeki kaygı ve güvensizlikten beslenir. Kontrol, çoğu zaman güven eksikliğinin savunma biçimidir.
Birini kontrol ettiğimizde, içimizdeki belirsizliği azaltmaya çalışırız. Çünkü belirsizlik kaygı yaratır; kaygıyı bastırmanın en hızlı yolu da denetimdir.
Kontrol arttıkça ilişki daralır, nefes alanı kalmaz. Buna ek olarak kontrol ettikçe güveni daha da zedeleriz.
Bir partneri sürekli kontrol ettiğinizde ona şu mesajı verirsiniz: “Sana inanmıyorum. Yalnız kaldığında doğru seçimleri yapacağına güvenmiyorum. İlişkimizin güvenliği, benim denetimimde olmana bağlı.” Bu, sevgi dolu bir bağ değil, bir iktidar mücadelesi ve nihayetinde bir ilişkisel şiddet biçimidir.
Psikolojide güven, bir “risk alma davranışı” olarak tanımlanır. Yani güvenmek, tamamen emin olmamak ama yine de kendini teslim etmeyi seçmektir. Bu, zayıflık değil ilişkisel cesarettir. Çünkü güvenin olmadığı yerde, sevgi sadece bir beklentiye dönüşür. Partnerinizden gelen her telefon, her geç cevap, bir sorgulama malzemesi haline gelir. İlişkinin dinamikleri, keyifli paylaşımlardan ziyade, sürekli bir savunma ve kanıt toplama sürecine evrilir.
Güven partnerinizin yanında olmadığınızda ne yaptığını bilmemeyi kabul etmektir. Bu, bir ihmal değil, saygı ve olgunluk göstergesidir. Güven, partnerinize “Sen kendi başına bir bireysin, kendi kararlarını verebilirsin ve ben bu kararlara saygı duyuyorum” demektir. Bu özgür alan, ilişkinin nefes almasını sağlayan oksijendir.
Kontrol, kısa vadede anlık bir rahatlama sağlayabilir, ancak uzun vadede ilişkiyi boğar. Güven ise başlangıçta biraz riskli hissettirse de, zamanla bağı güçlendirir ve derinleştirir. Birbirine güvenen iki birey, enerjilerini kanıt toplamak yerine, ortak hayaller kurmaya ve birbirlerini desteklemeye harcar.
Bir ilişkinin sağlamlığı, iki kalbin karşılıklı saygı ve inancıyla ölçülür. Güven, bir denetleme sistemi değil, bir ilişki sanatı ve ruh sağlığının en önemli göstergesidir.
GENEL
13 Ekim 2025KÖŞE YAZILARI
13 Ekim 2025GÜNDEM
13 Ekim 2025GÜNDEM
13 Ekim 2025GÜNDEM
13 Ekim 2025GÜNDEM
13 Ekim 2025GÜNDEM
13 Ekim 2025