CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu, deprem sonrası sürece ilişkin çevre şehircilik ve iklim değişikliği bakanı sayın Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle TBMM başkanlığına soru önergesi verdi.
Önergeyle dile getirilen hususlar ve yanıtlanması istenen sorular söyle;
6 Şubat 2023 depremlerinin üzerinden iki yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen Hatay’da barınma, altyapı, şehir planlaması, yerinde dönüşüm, kültürel mirasın korunması ve ekonomik toparlanma süreçlerine ilişkin belirsizlikler ne yazık ki hâlâ giderilememiştir.
2025 yılı sonu itibarıyla kalıcı konutların yalnızca yaklaşık yüzde 40’ı teslim edilebilmiş, geri kalan teslimlerin ise 2026–2027 yıllarına sarktığı ifade edilmiştir. Bu tablo, hâlen 218 binden fazla vatandaşımızın konteyner kentlerde yaşamaya devam etmesine ve belirsizliğin toplumsal huzursuzluğa dönüşmesine neden olmaktadır.
Konteyner kentlerin tahliye edileceğine dair iddialar kamuoyuna yansımış; yapılan bazı koordinasyon toplantılarında vatandaşların zorunlu olarak taşınmayacağı, kalıcı konutlar ve altyapı tamamlanana kadar mevcut alanlarda kalabilecekleri belirtilmiştir. Ancak sahadan gelen bilgiler, uygulamaların bu açıklamalarla tam olarak örtüşmediğine işaret etmektedir.
Öte yandan bazı mahallelerde hak sahiplerine kendi mahalleleri dışında yer gösterildiği, “yerinde dönüşüm” vaadine rağmen başka semtlere yönlendirme yapıldığı ve rezerv alan kararlarının fiilen zorunlu yer değişikliğine yol açtığı yönünde ciddi iddialar bulunmaktadır.
Özellikle Antakya Affan Mahallesi sakinlerinin TOKİ alanlarına taşınmak istemediği, mahallelerini ve yaşam alanlarını terk etmeye zorlandıkları yönündeki itirazlarını sürdürdükleri bilinmektedir.
Hak sahipliği listelerinin ve parsel eşleşmelerinin kamuoyuyla paylaşılmaması, metrekare kayıpları (120 m²’den 75–100 m²’ye düşüş), 3+1 hak sahiplerine 2+1 konut verilmesi ihtimali, konut teslim takviminin açıklanmaması ve altyapı, okul, hastane gibi temel hizmetlerin ne zaman kalıcı yapılara taşınacağının belirsiz olması Hataylı yurttaşlarımızda ciddi kaygılara yol açmaktadır.
Bununla birlikte Hatay’ın binlerce yıllık tarihini ve çok kültürlü kimliğini yansıtan tescilli yapıların restore edilmemesi, ayakta kalabilmiş bazı yapıların ise yıkım kararlarıyla karşı karşıya bırakılması, şehir hafızası açısından telafisi mümkün olmayan kayıplar doğurma riski taşımaktadır.
Hatay halkının yaşadığı bu belirsizlikler karşısında suskun kalmak mümkün değildir. Vatandaşlarımızın en temel hakkı olan barınma, güvenli yaşam, yerinde dönüşüm ve şeffaflık taleplerinin karşılanması devletin asli sorumluluğudur.
Bu nedenle aşağıdaki soruların ilgili kurumlar tarafından açık, net ve kamuoyunu tatmin edecek biçimde yanıtlanmasını talep ediyorum.
SORULAR
Hatay halkının sesi olmaya, sürecin takipçisi olmaya ve bu soruların yanıtlarını alıncaya kadar konuyu gündemde tutmaya devam edeceğim.
GENEL
16 Aralık 2025KÖŞE YAZILARI
16 Aralık 2025GÜNDEM
16 Aralık 2025GÜNDEM
16 Aralık 2025GÜNDEM
16 Aralık 2025GÜNDEM
16 Aralık 2025GÜNDEM
16 Aralık 2025