Haber Merkezi

Haber Merkezi

15 Ağustos 2025 Cuma

TEMEL “TERÖRSÜZ TÜRKİYE” PROJESİNİ VATANDAŞLARA ANLATILIYOR

TEMEL “TERÖRSÜZ TÜRKİYE” PROJESİNİ VATANDAŞLARA ANLATILIYOR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde AK Parti camiasının yakından tanıdığı isimlerden Recep Tayyip Erdoğan sevdalısı Ömer Faruk Temel, terörsüz Türkiye projesini kapı kapı dolaşarak vatandaşlara anlatıyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğa ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı projeyi Hatay’da uygulayan tek isim olarak dikkat çeken Temel, “Terörsüz Türkiye” projesi kapsamında Reyhanlı’nın tüm mahallelerini tek tek gezerek vatandaşlarla birebir temas kuruyor, projeyi yerinde anlatıyor.

AMAÇ: GENÇLERİ TERÖRDEN UZAK TUTMAK, BİRLİK VE BERABERLİĞİ PEKİŞTİRMEK

Projenin en önemli hedeflerinden biri, özellikle gençleri terör örgütlerinin propagandasından uzak tutmak ve toplumsal barışı güçlendirmek. Ömer Faruk Temel, mahalle ziyaretlerinde hem gençlerle hem de aile büyükleriyle buluşarak Türkiye genelinde yürütülen terörle mücadele politikalarını ve bu mücadelenin yerel boyutlarını aktarıyor. “Birlik ve beraberlik duygusunu yeniden güçlendirmek istiyoruz” diyen Temel, projenin sadece bir siyasi çalışma olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir bilinçlendirme faaliyeti olduğunu vurguluyor.

TEMEL KAP KAPI DOLAŞIYOR 

Ömer Faruk Temel’in çalışmalarında dikkat çeken nokta ise yöntemi. Siyasi kampanyalarda artık az rastlanan bir yöntemle, kapı kapı dolaşarak projeyi yüz yüze anlatmayı tercih ediyor. Reyhanlı’nın kırsalından merkezine kadar her mahalleye giden Temel, kimi zaman bir kahvehane sohbetinde, kimi zaman da bir ev toplantısında vatandaşlarla bir araya geliyor. Bu yaklaşım, vatandaşların doğrudan soru sormasına ve proje hakkında detaylı bilgi almasına imkân tanıyor.

VATANDAŞLARDAN DESTEK: “BU TÜR ÇALIŞMALAR ARTMALI”

Temel’in yürüttüğü bu saha çalışması, mahalle sakinlerinden de olumlu geri dönüşler alıyor. Birçok vatandaş, terörle mücadele gibi hayati bir konunun yerel düzeyde bu kadar detaylı anlatılmasını memnuniyetle karşılıyor. Bazı mahalle muhtarları ise bu tür ziyaretlerin toplumsal dayanışmayı artırdığını ve mahalle halkını motive ettiğini belirtiyor.

KIRSAL MAHALLELER VE GENÇLİK BULUŞMALARI SÜRECEK 

Ömer Faruk Temel’in programı ilerleyen günlerde de yoğun şekilde devam edecek. Özellikle kırsalda yaşayan gençlerle bir araya gelmeye önem verdiklerini belirten Temel, “Terörün panzehiri bilinçli gençliktir” diyerek gençlere ulaşmanın projenin en kritik ayağı olduğunu ifade ediyor.

TERÖRSÜZ BİR TÜRKİYE İÇİN ANLATMAYA YERELDEN BAŞLADIK

“Terörsüz Türkiye” projesi, bir güvenlik politikası olmasının ötesinde, yerel halkla kurulan güçlü iletişim sayesinde bir toplumsal bilinç hareketine dönüşme potansiyeli taşıyor. Reyhanlı’da başlayan bu yolculuk, sadece bir ilçeyle sınırlı kalmayacak gibi görünüyor.

Ömer Faruk Temel’in çalışmaları, yerelden genele yayılan bu farkındalık sürecinde önemli bir örnek teşkil ediyor.

Devamını Oku

HMKÜ ÖĞRENCİLERİNİN ERASMUS+ DENEYİMİ

HMKÜ ÖĞRENCİLERİNİN ERASMUS+ DENEYİMİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hatay Vakfı’nın koordinatörlüğünde ve Türkiye Ulusal Ajansı’nın desteğiyle yürütülen Erasmus+ Gençlik Değişimi Projesi kapsamında, 1-7 Temmuz 2025 tarihlerinde Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi öğrencileri yurtdışı deneyimi yaşadı.

Fransa, Türkiye, Portekiz, Kuzey Makedonya, Macaristan ve Romanya’dan toplam altı ülkenin yer aldığı program, zengin içerikli etkinliklerle gerçekleştirildi. Proje kapsamında çeşitli atölye çalışmaları, yarışmalar ve kültürel paylaşımlar düzenlendi. Katılımcılar; karma öğrenim, biyoçeşitlilik, teknolojinin eşit erişimi ve çeşitlilik konularında eğitimler aldı. Program sonunda başarılı öğrencilere kupa ve madalyonlar takdim edildi. Tüm katılımcılara ise eğitim ve iş yaşamlarında önemli bir referans olacak Youthpass sertifikaları verildi.

Devamını Oku

MASATLI: HATAY DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞANTİYE ALANI

MASATLI: HATAY DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞANTİYE ALANI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hatay Valisi Mustafa Masatlı, dünyanın en büyük şantiye alanı olarak nitelendirdiği Hatay’da çalışmaların yılsonunda şekilleneceğini belirtti.  

HRT Akdeniz TV’de Ali Yolcu’nun programına konuk olan Vali Masatlı, konut, eğitim, sağlık, yol, altyapı ve üstyapı çalışmalarıyla ilgili derinlemesine bilgiler verdi. Ali Yolcu’nun ve vatandaşların sorularını da yanıtlayan Vali Masatlı; “Öncelikli olarak 6 Şubat’ı iyi tanımlamamız ve o fotoğrafı iyi göstermemiz gerekir. 6 Şubat tarihin anakaradaki en büyük afetlerinden bir tanesidir ve bu coğrafyanın şu ana kadar yaşamış olduğu en büyük afettir. 6 Şubat’ta can kayıplarımız oldu. Öncelikli olarak canlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Şimdi can kayıplarımızın ve yaralarımızın dışında şehrimizin %40’ı yani tüm Hatay’ın %40’ı e bina stoku kullanılması hale geldi. Bu deprem literatüre görüntü değiştiren deprem ifadesini ekledi. Diğer taraftan Hatay ili Cumhuriyet tarihinin en büyük hak sahipliğiyle karşı karşıya geldi. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde tablomuzun çok derin ve ağır olduğunu buradan ifade etmek isterim. Depremin ilk saatlerinden itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dünyanın en büyük ihya, inşa ve imar operasyonu şehrimizde başlatılmış oldu. Yani bu sadece enkazların kaldırılması, IHŞ ve barınma hizmetleri değil. Onun dışındaki tüm alanlarda yani depremin etkilediği tüm alanlarda dünyanın en büyük iyileştirme operasyonu başlatılmış oldu. Biz sizler de yer duyuyorsunuzdur. Dünyanın en büyük şantiyelerinden biriyiz. Yani Hatay ili dünyanın en büyük şantiyelerinden biridir. Türkiye’nin en büyük şantiyesidir diyebiliriz. Depremle beraber birinci önceliğimiz bizim bina stoklarımızı yenilemekti. Yani hasar gören binalarımızın yerine yeni binaların yapılması, yeni konutların, yeni ticarethanelerin yapılmasıydı. 6 Şubat’tan günümüze kadar 90.500 bağımsız bölümün şu ana kadar biz inşaatına başladık, tamamladık ve devam ediyor. 190.500 başladığımız toplam sayı. Şu o 6 Şubat’tan bu tarafa 190.500. Bu 190.500 bağımsız bölümün 68.406’sını Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat katıldığı ya da yer yer video konferans yoluyla programa teşrif ettiği dönemlerde biz hak sahiplerinin kuralarını çektik. Kısmet olursa Cumhuriyet tarihinin en büyük hak sahipliğine sahip olan Hatay’ımızda Aralık ayı içerisinde yine Cumhurbaşkanımızın inşallah ilimize muhtemelen teşrif edecek ve 450.000 deprem bölgesinde 450.000 1000 konut kurası da yine bu şehrimizde inşallah çekilmiş olacak ve biz hak sahiplerimizin konut ve iş yerlerini Aralık ayına kadar tamamını teslim edeceğiz.

DERSLİK SAYIMIZ DEPREM ÖNCESİNDEN 2 BİN DAHA FAZLA OLACAK

Şimdi bizim hak sahibi konut ve iş yer hak sahibi sayımız 148.500’dür. Ancak biz şu an 190.500 500 bağımsız bölümün inşaatını yapıyoruz ki yaklaşık 42.000de fazladan yapılmış oluyor. Diğer yandan 7300’de yerinde dönüşümle ilgili vatandaşlarımızın başvurusu oldu ve onlar da kendi yerlerinde inşa çalışmalarını devam ettiriyorlar. Tabii bu sadece konutla sınırlı değil. Şu ana kadar 176 yeni okulu hizmete aldık. 82 tane okulumuzun inşaatı devam ediyor. Diğer yandan da öğretmen evimizin inşaatı devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız depremin ilk anlarında şunu demişti. Biz + 2000 derslik yapacağız Hatay’a diye. 5 Şubat 2023’te bizim derslik sayımız 14.700’dür. Şu anda biten ve inşaatı devam edenlerle birlikte inşallah bu sene sonuna kadar + 2000.000 dersliğe yani 16.700 derslik sayısına ulaşmış olacağız. Tabii bunun yanında orta hasarlı okullarımız vardı. 145 okulumuz. Onların güçlendirmeleri de tamamlanmış oldu. Bakım onarımdan geçmesi gereken okullarımız bakım onarımdan geçti. Yani eğitimle ilgili de inşallah önümüzdeki dönemde herhangi bir sorun olmadan gençlerimizin ve çocuklarımızın daha iyi eğitim alması için fiziki koşulları tamamıyla sağlamış olacağız. Yani önümüzdeki ay 2025 2026 eğitim döneminde eğitimle ilgili hiçbir sıkıntımız kalmayacak. Yani şimdi şöyle biz sonuçta ciddi bir deprem geçirdik. Tabii bazı aksaklıklarımız, bazı eksikliklerimiz olabilir. Ancak şunu özellikle ifade etmek isterim. 2024 yılımız 2023’ten daha iyiydi ama 2025 yılımız 2024’ten daha iyi olacaktı. Çok daha iyi olacaktır.

9 HASTANEYİ HİZMETE AÇTIK

Diğer tarafta şu ana kadar 9 tane hastanemizi biz hizmete aldık. Tane de semt polikliniği ki bu semt polikliniklerimiz neredeyse küçük bir hastane gibidir. Onun yanında İskenderun ilçemizde 600 yataklı devlet hastanemizin de temelini tamamladık. Şu anda üst katların inşaatları devam ediyor. Onun yanında Antakya merkezde 1000 yataklı şehir hastanemizin ihalesi çok yakın bir zamanda inşallah gerçekleşecek. İşte 11 emniyet binası, 5 tane jandarma binasını şu ana kadar tamamladık ki onlarca emniyet ve jandarma binalarımızın da inşaatları devam ediyor. Sahil güvenlik komutanlığımızın gerek hizmet binası gerekse lojman inşaatları devam ediyor. Göç İl Müdürlüğümüzün inşaatını tamamladık. Şu an itibariyle hizmete aldık. Onun yanında tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızla ilgili çalışmalar devam ediyor burada kaymakamlıklara ve valilik hizmet binasına da ayrı bir parantez ayırmak isterim. Biz şu ana kadar 8 ilçemizde kaymakamlık hizmet binalarımızı tamamladık.

HATAY VALİLİĞİ KAMU KAMPUSU HATAY’IN HAYALİYDİ

Antakya Kaymakamlığı’nın üstünde de bir kamu kampüs alanı oluşturduk. Orada da merkez valiliğimizin inşaatı bitmek üzere %90’lar seviyesinde. Hemen yanında ve arkasında da Sağlık İl Müdürlüğü, Tapu kadastro Bölge Müdürlüğü, tarım laboratuvarı dahil işte ileride müftülük. Onun hemen ilerisinde İl Emniyet Müdürlüğümüz hemen karşı tarafında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğümüz. Onun hemen alt tarafında istatistik bölge müdürlüğümüz. Hemen istatistik Bölge Müdürlüğümüzün tam çapraz karşı tarafında ki aynı zamanda da karşısı oluyor. İl jandarma komutanlığımızın da hizmet binalarını inşallah yapıyor olacağız. Bu bir hayaldi bizim için. Hatay için uzun yıllardır konuşulan bir şeydi. Resmi dairelerin bir bölgede, bir kampüste toplanması işi bu. 2026’da biter bu. Tabii 2026’da bu kamu binalarımızın tamamı biter. Ancak valilik 2 aya kadar tamamlanır. Bu sadece kamu kurum ve kuruluşları ilgili değil. Öğrenci yurtlarımız hem İskenderun’da 762 kişi tamamladık. Şu anda 750 kişilik öğrenci yurdumuz devam ediyor. Merkez e Antakya’da 1000 kişilik öğrenci yurdumuz. Diğer yandan kapalı spor salonları, işte yüzme havuzları, 105 tane sadece halı saha yapıyoruz gençlerimizin ve çocuklarımızın sporla birlikte yaşam e geçirmelerini temin etmek için. Onun yanında biz bütün binalarımızı, orta hasarlı, as hasarlı binalarımızın tamamının onarımını şu an itibariyle yapmış durumdayız. Tabii bir görünen sadece modern yapıların yenilenmesi veya yeni binaların yapılmasının dışında siz de çok iyi biliyorsunuz. Hatay ilimiz nevi nevi şahsına münhasır bir il. Yani bin yüz binlerce yıl tarihi olan farklı medeniyetlerin ve farklı inançların bir arada kardeşçe barış içerisinde yaşadığı bir şehrimiz. Dolayısıyla burada her medeniyet bir iz bırakmış, bir tarihi yapı bırakmış. Burada da başta işte meclis bin birkaç aya kadar inşallah tamamlanmış olacak. Bu arada meclis binamızla ilgili bir müjde vermek isterim. Orayı tiyatro il müdürlüğü, tiyatro müdürlüğü yapacağız. Hatay’a, Antakya’ya daha doğrusu sanat geliyor. Tabii. Sanat da geliyor. Sanat geliyor. Sanat, spor. Hatay’ın bir yüzü de sanat tarafı, kültür tarafıdır. Onun yanında hemen, PTT binası, eski PTT binası tarihi. Onun yanında belediye hizmet binası tarihi. Onun yanında tarihi Ziraat Bankası. Onlar inşallah Aralık ayına kadar tamamlanmış olacak. Bazılarının içinde çalışma devam edebilir ama dış cepheleri tamamıyla tamamlanacak. Hemen onun hemen yan tarafında biliyorsunuz biz ilk orayı hizmet almıştık. Müze kütüphanemiz var. Çalışıyor. Onun yanında tarihi valilik konutu birkaç aya kadar bitmek üzere ki orada göçmüştü. Onun yanında hemen Tarihi İl Sağlık Müdürlüğü var. Bu arada tarihi il sağlık müdürlüğünü de yapıyoruz. İnşallah orayı da hekim evi yapacağız hekimlerimiz için. Hekim evi derken yani gelip orada dinlenecekler. Sosyal tesis yani yatak sosyal yataklı aynı öğretmen evi gibi bu arada polis evi gibi polis evi gibi onu on polis evimizi açtık. Beş yıldızlı otel konforunda ve kalitesinde inşallah Polislerimiz, emniyet mensuplarımız yaralanmakla beraber kamu kurum ve kuruluşlarımızdaki personeller dışarıdan gelen hatta vatandaşlarımız bile yer varsa orada oradan istifade edebilir. Tamam. Bunu buradan da özellikle söylemek isterim. Karşı tarafta Habibi Neccar inşallah bir ik aya kadar o Kuseyri konakları kütüphane oluyor bu arada. Onu da buradan ifade edeyim. Güzel medeniyetler kütüphanesi olacak orası da tamamlanıyor. İşte Ulu Cami’nde restorasyon çalışmaları devam ediyor. Kemal Paşa biliyorsunuz son aşamaya geldi. Bitti bitecek orası.

RESTORASYON ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR

Dolayısıyla diğer taraftan bizim Beyazid Bestami Hazretlerinin türbesinde çok ciddi hasarlar vardı. Orada restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. Reyhanlı’daki müderris konağımızı tamamladık. Orayı sinema platosu yapıyoruz. Bu Kibar Feyzo filminin meşhur çekildiği yer. Onun yanında bizim vakıflarımıza ait olan 84 hasarlı binamız vardı. Tescilli binamız. Bunlardan da 12 tanesini şu an itibariyle tamamlamış durumdayız. Diğerleriyle ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. İşte Kurtuluş’taki tıbbi ve aromatik müzemiz. Orada da ciddi hasarlar vardı. Orada birkaç aya kadar tamamlanacak. İskenderun’daki tarihi sağlık ilçe müdürlüğümüz orada çalışmalarımız devam ediyor. Arsuz’da çalışmalarımız devam ediyor. Yani şehrimizin her tarafında mülkiyeti kamuya ait olan, bakın bunun altını çizerek söyleyeyim. Mülkiyeti kamuya ait olan bütün tarihi binalarımızda biz çalışmalarımıza başlamış durumdayız. Bu arada Saray Caddesi ile ilgili de sonra muhtemelen sorarsınız diye düşünüyorum. Orada bizim valilik binamız da birkaç aya kadar inşallah bitecek. Edebiyat müzesini tamamladık. Şehrin muhtelif yerlerinde merkezde, Kırıkhan’da, Reyhanlı’daki kütüphanelerimizin inşaatları tamamlanmak üzere hem Kırıkhan’daki bebek çocuk kütüphanesi hem de normal kütüphanede çalışmalarımız son aşamaya geldi. Dolayısıyla şehrimizin her tarafında böyle hummalı bir çalışmanın olduğunu ifade etmek isterim.

TARIMA YÖNELİK YATIRIMLAR DA SÜRÜYOR

Biz sadece inşaatlarla uğraşmıyoruz. Tarihi yapıların restorasyonlarıyla uğraşmıyoruz. Diğer taraftan şehrimiz ciddi bir tarım şehridir. Tarımla ilgili de desteklemelerimiz devam ediyor. Bunun yanında tarıma dayalı İhtisas Organize Sanayi bölgemizde altyapı çalışmalarına başladık. Onun yanında şehrimiz aynı zamanda bir sanayi bölgesi. Tabii sanayi bölgesi olunca hastadaki Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgelerinden biri olacak sahada bütün çalışmalarımız bitti. Tahsis aşamasına geldik. Eee onun yanında Altınözü’ndeki organize sanayi bölgemizde tahsis çalışmalarını tamamladık. Altyapı çalışmalarına başlayacağız. Erzin’de organize sanayi bölgemizde yapılaşma son hız devam ediyor. Orada da aynı zamanda altyapı çalışmalarımız sürüyor. Küçük sanayi sitelerimizde çalışmalarımız son hız devam ediyor. Yani hem merkezde hem Erzin’de hem Reyhanlı’da bütün şeyi küçük sanayi sitelerini kapsayan çalışmalarımız da önemli bir noktaya geldi. Söyleyecek çok şey var ama mega projelerden de bahsetmek gerekir. Şehrimizin en önemli proje hayalinden bir tanesi Belen tüneliydi. O Türkiye için önemli. Ben bildiğim kadarıyla Türkiye’nin en büyük yatırımı. Evet. Belen tüneli. Belen tüneli milli bütçeden bu zamana kadar yapılan en büyük işlerden bir tanesidir ve orada da çalışmalar sonuz devam ediyor. Hassa tünelinde işlemler tamamlandı. Şu an iki kara bir de demir yolu olmak üzere üç tünelin inşaatına çok yakın bir zamanda başlanmış olmakla beraber Maraş ve Antep bir manada Hassa ve bölgemiz de dahil Amanoslardan geçerek denizle buluşacak, limanlarla buluşacak. Bu da o bölgede özellikle ticaretin gelişmesi noktasında, sanayinin gelişmesi noktasında önemli bir eee yatırım olacak. Diğer yandan biliyorsunuz bizim havalimanımız depremde zarar görmüştü. Ciddi derece zarar görmüştü. Havalimanımızda da çalışmalarımız sonuz devam ediyor. Bizim havalimanımız bir pistliydi. Şu anda yeni bir pisti tamamladık. İnşallah Eylül ayının başında hizmete alacağız. Bu sefer diğer pistte çalışmalar geçecek. Yani havalimanımız iki pist olarak faaliyetini sürdürecek. Ki bu arada Apron’da hem güçlendirmeler, yeni binalar işte oranın yeniden dizayn edilmesi de dahil. Bunların tamamını biz yeniden inşallah yapmış olacağız. Şimdi bütün bunlarla birlikte şehrimizde özellikle kavşaklarımız var. Antakya’dan İskenderun’a kadar 5 tane kavşağımızda da inşaatlarımız şu an itibariyle devam ediyor. Samandağ çevre yolunda çalışmalar büyük bir hızla yine devam ediyor. Onun yanında şehrimizde Anadolu’nun en büyük bakınız Anadolu’nun en büyük Atık Su tüneli 11.2 km ve 5.6 metre çapında. Onunla ilgili de çalışmalar sonuz devam ediyor. Asi Nehri’nin içerisinde Biz şehrin tamamında çalışıyoruz. Bir daha şehrin içerisinde özellikle Antakya merkezde işte Defne’de biz inşai çalışma yapmak istemiyoruz. Şimdi bizim Asi Nehrinin hem zemin güçlendirilmesi hem de rehabilitasyonuyla ilgili projemiz vardı. Bu projenin ekonomik büyüklüğü 14. milyar T’dir ve 17.2 km de uzunluğunda bir hattır burası. Şimdi biz özellikle şunu istedik. Önce şehrimizin içerisinde çalışmaya başlayalım. Bu çalışma şu, 4 metre, 4 metre aslında 4 metre, Asi Nehri yatağı aşağı indiriliyor. Temizleniyor. 4 metre aşağı iniliyor. Ondan sonra da 24 metre demirli fore kazık çakıyoruz. Ve bu fore kazıkların toplam uzunluğu 350.000 metre. Yani Asi nehrinin doğusu ve batısı veya sağı veya solunda 24 metre aşağıya doğru demirli kazıklar çakıp Asi Nehrinin içini temizliyoruz 4 metre ve ona göre de oraya bir nehir havası katmış oluyoruz. Yani akış güzel, daha geniş ve daha hızlı olacak. Evet. Bunun yanında hemen üst tarafta da emlak konutumuz marifetiyle Kavaslı’dan Altınçay’a kadar olan bölgede Atatürk parkının da içinde olduğu rekreasyon alanı yapılıyor. Bu arada önceden Atatürk parkı yaklaşık 90.000 met 90.000 metre civarıydı. Şu an 140.000 metreden fazla olacak. Yani 1,5 kat daha eskiye göre artmış olacak. Şimdi bunların hepsi birbiriyle entegre bir şekilde çalışıyor. Dolayısıyla Asi Nehrinin işte yok içinde toprak dolduruyorlar. Bunu doldurmanın nedeni şudur. Buna literatürde kuru savak diyorlar ama ben şöyle diyeyim. Yani orada zemini zeminde yol yapıyorlar ki o tonajlı makineler gelip orada kazık çaksın ve çalışma yapsın diye. Bu kazık çalışması, makineli çalışma bittiğinde orası yeniden temizlenmiş olacak. Yoksa aksi takdirde orada makineler o zeminde çalışamaz. Ondan dolayıdır. Dolayısıyla bunu da buradan söylemiş olalım.

TRAMVAY GÜNDÜZ CADDESİNDEN BAŞLAYACAK, HARAPARASI VE KURTULUŞ İSTİKAMETİNDEN DEVAM EDEREK MAKSİM’E KADAR UZANACAAK

Şimdi diğer bir konu tramvay konusu. Gündüz Caddesinden tramvay başlıyor. Köprübaşı’nın oraya geliyor. Köprübaşı’nın oradan Asi Nehri ile bizim meclis binasının olduğu yerin arasından geçiyor. İlerden köprüden karşı tarafa, harap arasına. Harap arasından da Kurtuluş Caddesinden Kışlasaray’ın oradan tekrar Maksim Parkının olduğu tarafa geçiyor. Orada şu anda bir çalışma var zaten. Gördün mü çalış? Evet. Orada bir çalışma var. Şöyle önce biz orada altyapı çalışması yapıyoruz. Yani su, atık su, kanalizasyon, telefon, elektrik, doğalgaz hariç. Ya doğalgaz da var. Doğalgaz. Bunların tamamını şeyde o hatta önceden yapıp daha sonra da üstüne inşallah tramvay sistemi yapılmış olacak. Tramvay ne kadar sürer o tramvay yani 2026’nın başında biter diye düşünüyorum. Biz tarihin en büyük enkazlarından birini kaldırdık. 80.000 80.000 89.400 bina 330.000 bağımsız bölüm kaldırdık. Bunun karşılığı 41 milyon tondur. 41 milyon ton. 41 milyon ton. Japonya tsunamisinin üretmiş olduğu atık miktarı 31 milyon tondur. Yani Japonya tsunamisi bizim 4’te 3’ümüz. Evet. Şimdi enkaz orada bırakalım. Biz bunu çok şükür e halletti. Hatta bunun için 5 yıl verenler oldu ama 11 ayda biz enkazlarımızı da kaldırmış olduk. Şimdi tramvay ile ilgili de tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyon ve liderliğiyle Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği bakanlığımızın ve bakanımızın özel gayretiyle beraber burada çok hassas ve ayrıntılı bir çalışma yapılıyor. Ve burası yapılırken de şu şuna dayalı olarak yapıldı. Biz Hatay’ı dünyanın en güzel şehirlerinden biri hale getireceğiz. Hem modern yapılar olarak, hem tarihi yapılar olarak, hem de sosyal yaşam olarak. Dolayısıyla bu zamana kadar ben de yer duydum. Tramvay şehrimizin önemli hayallerinden bir tanesiymiş. Örneğin Belen tüneli gibi mesela hayallerinden birisiymiş. Ama inşallah o hayali de gerçekleşecek. Kurtuluş Caddesini bir an önce bitirmek istiyoruz. Atatürk Caddesi önümüzdeki birkaç ay içerisinde tamamıyla bitmiş oldu. Asfaltlama başladı şu anda. Başladı ki orada alt yapıyla ilgili hiçbir şey kalmadı. Yani ne atık su, ne kanalizasyon, ne su, ne telekom, elektrik, doğalgaz. Bunların tamamı bitti. Dolayısıyla diğer tarafta da altyapı çalışmaları yapılıyor. Üstüne de inşallah tramvay sistemi yapılmış olacak. Diğer taraftan tabii sahilin bu tarafında yani dağın bu tarafında bunlar yapılırken öbür tarafta da bizim limanlarımız, balıkçı barınaklarımız da zarar görmüştü. Şu anda limanlarımız ve balıkçı barınaklarımızda onarılmış hatta kapasiteleri de geliştirilmiş durumda. Onun yanında İskenderun sahilimiz çökmüştü. 60 ile 80 cm arası yer yer çökmeler olmuştu. Ki biliyorsunuz en ufak bir hava muhalefetinde oralar su içerisinde kalıyordu. Biz İskenderun’un sahilini de 2.7 metre yükselttik. Bir tahkimat yapmıştık. Sayın Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanımız bir geldiğinde ya burada biz sosyal donatılara da ağırlık verelim şeklindeki düşüncesinden hareketle de şimdi İskenderun sahili de farklı şekilde düzenleniyor. İşte oyun parkları, spor alanları, restoranlar, çay bahçeleri de dahil hemen hemen tüm Hatay ilimize hizmet verecek ölçüde ve her tür o manada ihtiyaçları giderecek şekilde şu an itibariyle, düzenleniyor. Biz tabii sadece bunu yapmıyoruz. Aslında bunu çok çok detaylandırabiliriz, ayrıntılara girebiliriz ama şunu özellikle ifade etmek isterim. Burada çalışmalar bittiğinde şehrimiz dünyanın marka şehirlerinden biri olacak. Bunun da altını özellikle çizmek isterim. Öncelikle olarak hak sahibi olan vatandaşlarımıza konut ve işyerlerini veriyoruz. Verdik. Ama onun dışında burada kirada oturmuş ancak evi yıkılmış şu an önemli bir kısmı konteynerlerde yaşayan vatandaşlarımız var. Bizim bu vatandaşlarımıza da konut temin edip onların yaşamlarını konteynerlerde değil de konutlarda yaşamasına temin etmek zorundayız. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu e defalarca ifade etti. Onun dışında Çevre Şehircilik İklim Değişikliği bakanımız söyledi. İnşallah Aralık ayında biz hak sahipliği ile ilgili kuralları çektikten sonra sosyal konut işleriyle uğraşmaya başlayacağız ki zaten bir kısım konutlarımız da muhtemelen sosyal konut olacak. Yani önümüzdeki 2026 yılı bizim sosyal konutları yaptığımız vatandaşlarımıza bunları verdiğimiz sen olur diyebiliriz.

DEMOGRAFİK YAPIDA DEĞİŞİKLİK OLMAYACAK

Demografik yapıyla ilgili hiçbir sıkıntı yaşamaz. Birincisi yerinde kentsel dönüşüm projelerimizin tamamının hak sahipleri zaten bellidir. Onun dışında şu an itibariyle evleri yıkılmış olup da hak sahibi olup bizim şehrin çeperlerinde yaptığımız konutlara yerleştireceğimiz insanların ismi de bellidir. Kim söylüyorsa buradaki kardeşliği bozmak için söylüyor. Bunu kim söylüyorsa burada huzursuzluk çıkartmak için söylüyor. Hatay’da bir kişinin zaten bir yabancının mülk sahibi olması da mümkün değil. Bunun altını tabii o mümkün değil. İzne tabii. Dolayısıyla vatandaşlarımız bunu düşünen, bununla ilgilenen bütün herkes müsterih olsunlar. Sonuçta biz Hatay’ı çok iyi biliyoruz. Hatay’ın demografisini çok iyi biliyoruz. Hatay bu zamana kadar bu demografik yapıyla zaten yaşadı ve bundan sonra da bizlerin görevi bu demografik yapıyla yaşatılmasıdır. Konutları teslim ediyoruz. Onun dışında sağlık tesisleri ilgili önemli bir aşamaya geliyoruz. Okullarla ilgili önemli bir aşamaya geliyoruz. Tarihi ve kültürel yapılarımızın restorasyonuyla ilgili önemli bir aşamaya geliyoruz ki bu bizim buradaki yaşamımızı ve buradaki normal hayatımızı cevap verecek şekilde olacak. Dolayısıyla bazı tarihi yapılarda çalışmalar zordur. Yani projesi zordur. İzine tabidir. Koruma amaçlı imar planı vardır. Tarihe yapılan restorasyonu maliyetlidir. O bakımdan biraz uzun zaman alır. Ama bunu da biz 2026’da inşallah onu da bitireceğiz. Şehrimizin diğer tarafı yani Uzun Çarşı’nın da olduğu, Kemal Paşa’nın da olduğu, Kurtuluş’un olduğu, Saray Caddesi’nde olduğu taraf bizim 307 hektarlık riskli alan. Riskli alan. Doğru. Riskli alanda normal imar planı geçerli değil. Koruma amaçlı imar planı yapılır ve koruma amaçlı imar planı da şu an tamamlandı. Tabii koruma amaçlı imar planı daha önceden bir iki defa askıya çıktı. Yoğun miktarda itiraz da oldu. Vatandaşlarımızın da itirazları oldu. Ama biz bu itirazları da alıp bakanlıklarımıza gönderdik. Hem Kültür ve Turizm Bakanlığımız bu devamında da Çevre, Şehircilik ve Eklim Değişikliği Bakanlığımız bunları değerlendirdiler. Şu anda koruma amaçlı imar planımız kesinleşti. Şimdi özellikle Saray Caddesinde ki ve Saray Caddesi’nin işte bu tarafında Kemalpaşa işte üst tarafında Kurtuluş Uzun Çarşı Bölgesi buradaki modern ve sonradan yapılan yapıları şu an kentsel dönüşüm başkanlığımı zaten projelendirdi. Bir kısmında da inşaatlara başladı ki Kemal Paşa bunun örneklerinden bir tanesidir. Aynı durum Saray Caddesi için de geçeriz. Şu anda Saray Caddesi’nde modern ve sonradan yapılmış ama hasar almış binaların yerinde dönüşümü noktasında kentsel dönüşüm başkanlığımız çalışıyor. Tarihi yapılarla ilgili de Kültür Turizm Bakanlığımız hem projeler desteği, onun dışında da yapım desteği ile ilgili vatandaşlarımıza birtakım imkanlar tanıyor. Ama burada hem sürecin uzun olması, hem yeni imar planı olması, hem maliyetli olması vatandaşlarımız da bu noktada biraz şey yapıyor, zorluyor ve yavaş hareket ediyor vatandaşlarımız. Ancak biz bir sonraki aşamada muhtemelen şu anda onun içinde çalışıyoruz. Oradaki enkazları da enkaz olmuş olan yerleri de daha önce Kurtuluş Caddesi’ne işte Uzun Çarşı’nın çevresinde veya diğer yerlerde olduğu gibi tarihi olan, tescil olan binaları alan başkanının izniyle alıp ve daha sonra oranın yeniden ihyasında kullanılmak üzere biz parsel parsel taşımıştık. Hatta iki tane bizim tarihi enkaz döküm sahamız var. Birçok bina taşındı.269 tane biz tarihi binayı taşıdık. Onlarla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığımız bir çalışma yapıyor. Çalışma neticelendikten sonra biz de sahada eylemli olarak çalışmaya başlayacağız. Atatürk Caddesi 1-2 aya kadar yerleşimler başlar orada birkaç aya kadar. Yani binalarda insanlar yerleşmeye başlar. Sayın Cumhurbaşkanımız kuvvet de muhtemelen Aralık ayında gelecek buraya. Aralık ayında geldiğinde de başta Atatürk Caddesi, Fatih Caddesi, Gündüz Caddesi, Kemalpaşa, Kurtuluş. Buraların siz bittiğini görürsünüz. Aralık ayına tarih veriyoruz. Aralık ayı bizim için milattır. Ve Aralık ayına kadar hem Atatürk Caddesi ve Atatürk Caddesi’nin o meydanla buluştuğu sahadaki PTT binası, belediye binası, Ziraat Bankası da, meclis binası da dahil bunların tamamının bittiğini görürsünüz. Sadece Ziraat Bankası’nın iç aksamında bakın iç aksamında ve PTT’nin dış yapısıyla ilgili bittiğini göreceğiz. Oradan köprüden karşıya geçtiğimizde de zaten Kemal Paşa’da da 1-2 aya kadar yerleşimler muhtemelen başlar. Çünkü oranın da zaten hak sahipleri belli. Yani orada daha önceden ticaret yapan, mülk sahibi olanlara o yerleri biz veriyoruz. Hemen onun dışında Habibi Neccar bitiyor bu arada işte söylemiştim. Savon Otelden Kışlasaray’a kadar olan bölgede hem tramvaylı işte trafiğe kapatılmış bir şekilde binaların da bu caddenin ön yüzünde olan binaların da tamamlandığını hep birlikte görürüz. Kapalı spor salonundan şu anda açık.

TRAFİK CİDDİ ANLAMDA RAHATLAYACAK

Şimdi Çekmece Caddesi’ne de yol çalışması yapılacak bu arada. İnşallah o da o da biter. Araçlar üzerinde gidip gelecek. Rahatlayacak trafik yani büyük ölçüde. Antakya İskenderun Karayolu üzerinde beş kavşak çalışması ciddi çalışmalar gerçekten yani ben çünkü her gün oradan geçiyorum. Büyük çalışmalar bunlar. Bunların tamamı bitme aşamasında zaten. Yani bir ay ekime kadar biter. Bu da Ekim’e kadar. Aralık ayna biz yani Ekim Aralık ay hiçbir şey hiçbir şey kalmaz. O da bitecek. Honda kavşağında da bu kavşaklarla birlikte bir genel bir düzenleme yapılacak. Herkes tabii kendi bakış açısına göre değerlendirmede bulunur ama trafik konusu teknik bir konudur. Her yere trafik lambası koyamazsınız. Her yere kavşak koyamazsınız veya her yere işte yola çıkış yapamazsınız. Her yere ne diyeyim araç beklemekle ilgili araç depo alanı oluşturamazsınız Dolayısıyla bu teknik bir konudur ve bununla ilgili Karayolları bölge müdürlüğümüz bir de çalışıyor zaten. Büyükşehrimizde zaten yoğun bir şekilde özellikle yollarla ilgili çalışıyor. Merak etmeyin bu kavşaklar şehrimizin hem trafiğini çok rahatlatacak hem de Honda kavşağının da daha rahat daha seri geçilmesi noktasında destek olacaktır. Trafik konusu teknik bir konudur. Bırakalım onlar yapsın diyorsunuz. Dolayısıyla hangi araç hangi çapla dönecek? Nasıl dönecek? Ondan sonra döndüğü zaman hızını nasıl yavaşlatmalı? O diğer bir yola nasıl girecek? Bütün bunların tamamı hesap edilir ama orada bir çalışma söz konusu olacak yine ona kavşağında merak edenler için. İnsanlar inançlarını kendi verirler. Yani inanç insanın kişisel bir durumudur. Dolayısıyla ben orada şunu söyledim. Bu inanışta olan diye söyledim. Bu inanışta olan bütün vatandaşlarımızın Gadir Hum Bayramını kutluyorum diye. A kişisine veya A grubuna mal etmek de şey olmaz, yanlış olur. Ya o inanışta bulunan kim varsa o bayramı kutlar. Biz de gittik o inanışta olan vatandaşlarımızın bayramını kutladık. Dolayısıyla yani bunun e nasıl diyeyim yani farklı şekilde yorumlanmasına da bence gerek yok. Biz devlet yetkilisiyiz. Devlet bütün vatandaşlarını aynı şekilde kucaklamakla mükelleftir. Dolayısıyla ben bütün vatandaşlarımıza aynı mesafede, aynı yakınlıkta, aynı şefkatte davranmak zorundayım. Bu kişisel olarak da böyleyim. Yani insanlar sadece işte yani bir inanışta diye o insana ayrıcalıklığı davranmak da çokça değil. Doğru değil. Biz öyle görüyoruz.

HER VATANDAŞ BİZİM İÇİN KIYMETLİDİR

Cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği olan her vatandaş bizim için kıymetlidir. Dolayısıyla her vatandaşımızın hem inancına hem de görüşüne bölücü olmadığı sürece, bakın bunun altını çizerim ben. Bölücü olmadığı sürece saygı duyarım ve kucaklarım. Bölücülük farklı bir şey. Bölücülük bu toprakların şeyi değil. Bir durumu olamaz. Tabii bölücüler hariç. Ölücüler hariç biz bütün vatandaşlarımızı kendini bu topraklara ait hisseden, Türkiye Cumhuriyeti devletimizi devlet olarak gören, bu milleti milletimiz olarak gören, bu bayrağımızı bayrak olarak gören, İstiklal Marşı’mızı İstiklal Marşı olarak gören bütün vatandaşlarımız bizim için çok kıymetlidir. Şimdi Samanda ilçemizde arka arkaya olan olaylar gerçekten üzücüdür. Ancak bu olaylarda kronolojik bir sıralama yaparsak ilk önce Samandağ Antakya arasında bir trafik olayından kaynaklı maalesef bir Samandağlı vatandaşımız hayatını kaybetti. Bıçaklanarak öldürüldü. Ben o vatandaşımıza da Allah’tan rahmet diliyorum. Diğer taraftan da münferit olarak özellikle hani sosyal medya başta olmak münferit olarak orada iki tane olay oldu. Bu iki olay da olay da orada işte büyük olaylar olacak veya ora karıştırılacak şeklinde algılanmasına ve algılatılmasına ben karşıyım. Çünkü herkes her yerde suç işleyebilir. İşler demedim işleyebilir. Yani Muğla’ya da gidin, Bodrum’a da gidin, İstanbul’a da gidin, Antalya’ya da gidin, Mersin’e de gidin. Bu tür olaylar olabilir. Ama önemli olan şey burada devletimizin almış olduğu tedbirlerdir. Biz ilk olaylar olduğu andan itibaren Samandağ ilçemizde gerekli güvenlik tedbirlerini almış olduk. Geçenki olayda da insanlar tabii e alkol içebilir. Ancak alkol içtikten sonra bunu dışarı huzursuzluk yaparak yansıtıyorsa biz buna müdahale ederiz. Samandağ’da da maalesef öyle oldu. Olduktan sonra bizim emniyet görevlilerimiz olması gerektiği şekilde bu huzursuzluğu çıkartanları etkisiz hale getirdi. Daha sonra vatandaşlarımızın biz onu da anlıyoruz. Tepkisi oldu. Bu tepkiyi de anlıyorum. Devamında biz o huzursuzluk çıkaranları yargı önüne taşıdık. Şu anda da dördü tutuklandı zaten. Beş kişiydi. Dördü tutuklandı. Ondan sonra ertesi gün ben tabii Samandağ’a gittim. Samandağ’da başta orada vatandaşlarımız, esnaflarımız, kanaat önderlerimiz de bir araya geldi. Onlarla konuştuk ve bu olayın münferit bir olay olduğunu onlar da kabul ettiler. Şimdi yani birilerinin konuştuğu gibi sizin öyle bir tespitiniz yok. Bu organize bir şey. Bunlar bir etraftan yönlendiriliyor. Bu insanlar bunlar işte 3-5 kişi değil aslında. Öyle bir şey yok. Öyle öyle bir tespitimiz yok. Öyle bir olay da yok. Bu tamamıyla sosyal medyada insanların algı oluşturma e hareketidir. İşte sosyal medyadan bahsettiniz ya. Evet. Dolayısıyla bizim de bunu suhulet ve sükûnetle karşılayıp orada eğer bir sorun varsa bunu gidermek için uğraşmak zorundayız. Şu anda gidin işte 6 gündür 56 gündür samandan da her şey normal ve bundan sonra da normal olacak zaten. Evet bir siyasi partinin eş genel başkanı dedi ki orada bir provokasyon söz konusu ve bizim bildiklerimiz de var. Bu provokasyonu orada kimler yarattı ve kimler devam ettirmek istiyor diye. Ben de dedim ki kendisine burada canlı yayında dedim ki yani o isimleri o halde siz bir siyasi partinin genel başkanısınız. Verin ilgili birimlere kimse bunlar alalım yani devlet gereğini yapsın. Bunu da yapacağız dedi. Yani şu anda zamanı değil, zamanı bu program değil dedi. Gerekeni yapacağız dedi. Yani bir provokasyondan söz etti ve elimde isimler var dedi. Şimdi şöyle söyleyelim. Türkiye bir hukuk devleti. Benim vali olarak ve şahsıma bağlı emniyet ve jandarma birimleri ve diğer, bize destek olan istihbarat birimleri de dahil. Biz şehrimizin suhuletli ve sükunetli bir şekilde gidişatını takip ederiz ve asayişe müessir herhangi bir olayın olmaması için de her tür tedbiri alırız. Tabii biz bunları yaparken eğer bir suç varsa, bir suç organizasyonu varsa veya suça herhangi bir teşebbüs varsa ilgilileri de başta kolluk kuvvetleri olmak üzere diğer taraftan adli makamlar olmak üzere bunlara müracaata davet ediyoruz. Yani kişilerin bazen gördüğü, anladığıyla gerçek öyle olmuyor. Yani algıyla olgu her zaman birbirini tutmaz. Dolayısıyla biz devlet olarak gerçeklerden hareket ederiz ve öngörümüz neyse o öngörümüze uygun da tedbirler oluştururuz ve vatandaşlarımızın huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamasına katkı sunarız. Yani valilik olarak biz yer yer çok mustaribiz.

SOSYAL MEDYADAN HİÇ KİMSE SUÇLANMAMALI

Telefonda sosyal medya hesabı alıp her aklına geldiğini işte kendi bakış açısına göre yorumlayıp başta devletin kurumlarını devletin içerisinde görev yapan can siperane görev yapan işte her şeyini devlet için harcayan fedakarlıkta bulunan kamu görevlilerini kimsenin incitmemesi gerekir veya görevleri incitmemesi gerekir. Şimdi bu noktada kişi bir şey görüyor, onu yorumluyor ve yazıyor ve altına bir sürü yorumlar yapılıyor. Ama eğer birisinin özellikle devletin işleyişi ile ilgili, devletin içindeki kamu görevleriyle ilgili veya devletin hizmetleri ilgili bir ihtiyacı, bir sıkıntısı, bir başvurusu veya bir işte ne diyeyim gördüğü bir şey varsa bunu ilgili makamlarına iletmek hukuk devletinin bir gereğidir. Dolayısıyla sosyal medyadan hiç kimse suçlanmamalı. Sosyal medyadan hiç kimse yargılanmamalıdır. Yani şu anda maalesef sosyal medya belirli noktalarda insanları suçlayan, insanları yargılayan bir alan olmaya başladı. Biz bunları dikkate almıyoruz. Dikkate almıyoruz. Eğer birisinin bir sorunu, bir şikayeti bir sıkıntısı, bir şey varsa bunu ilgili makamlara tevdi etsinler. İlgili makamlara bildirsinler. Zaten Türkiye de hukuk devletidir. Türkiye’de yapılan müracaatın hepsi bir cevap bulur. O bakımdan ben sosyal medyadaki bu tür haberlerin yapılmasını, bu tür yorumların yapılmasını, algı oluşturmasını kesinlikle tasvip etmiyorum.

REZERV ALAN MESELESİ BİZİM İÇİN BİTMİŞTİR

Rezerv alan meselesi şu an itibariyle bitmiştir. Çok özel bir durum olmadığı sürece Hatay genelinde rezerv alan çalışmasını Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı olarak kapattık. Bizim genel rezerv alan çalışmalarımızı etkileyen bir yer varsa, bir kısım varsa bu dahil edilebilir. Şu anki düşüncemiz, şu anki çalışmalarımız rezerv alanın sınırlarının kesinleştiğine dairdir. Fakat belediyelerimiz tabii ki Türkiye’nin her tarafında olduğu gibi rezerv alanlarla ilgili kendileri çalışma yapabilir. Sizden bağımsız ol. Tabii tabii çalışma yapabilir. Çünkü Türkiye’de belediyeler bunu yapıyor. Tabii belediyeler yapıyor, belediyeler yapabilir ama Çevre Şehircilik Hekim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum Bey de bunu defalarca söyledi. Samandağ ve Defne’de de biliyorsunuz Sayın Bakanımız oralara teşrif etmişti. Teşrif ettiğinde bazı vatandaşlarımız rezervden çıkmak istediğini söyledi. Sayın Bakanımız da o zaman vatandaşın istemediği bir şeyi de biz vatandaşa rağmen yapmayalım şeklinde bir karar oldu. O karar çerçevesinde de şu ana kadar bütün rezerv alanlar genel manada işte istemeyen varsa şey yapılarak revize edilerek hatta yer yer çıkartılarak işte rezerv alan dışına çıkartılarak kesinleşti. İnşallah özel bir durum olmadığı sürece yeni rezerv alanlar oluşturmayacağız. Boş parseller var. Rezerv alan içine alınan içinde herhangi bir bina yok. Rezerv alan projelerinde birinci kaide anahtara anahtar. Şimdi anahtara anahtar verildikten sonra verdikten sonra bazen 3 5 10 neyse fazladan konut veya iş yeri üretimi olabiliyor. İşte o 42.000 falan dediğimiz belki onlardan bir tanesi. Birincisi. Birincisi biz arazilerde vatandaş istiyorsa arsalarda vatandaş istiyorsa onunla kentsel dönüşüm başkanlığımız marifetiyle pazarlık yapıp rayiç değeri üzerinden satın alıyoruz. Parseli satın alıyoruz. Ama şunu da vatandaş talep edebilir. Eğer orada fazladan bakın fazladan konut üretimi ve iş yeri üretimi yapıldıysa buradan da talepte bulunabilir. Ama eğer fazla üretim yoksa örneğin fazla konut üretimi, fazla iş yeri üretimi yoksa vatandaşa biz konut ve iş yeri vermeyiz. Arsasının rayiç bedelini öderiz. Fazladan varsa buyurun daire dükkan verelim sana karşılığında. Yok, ben istemiyorum. Parselimin parasını istiyorum. Parselimin parasını öderiz. Tabii oradan hak sahibi olmaktan da çıkar. Peki, buraya da açıklık getirdik sevgili Şimdi biraz bizim tabii duygusal tarafımıza dokundunuz. Bir şehirde konutları yapmak, iş yerlerini yapmak, okulları yapmak, hastaneleri yapmak, altyapıyı yapmak, oradaki tarihi eserleri yeniden ihya etmek ve onun da dışında bir normal bir sosyal hayat oluşturmak kafi gelmiyor. Maalesef deprem bizde kırılgan kesimler üretti. Ya depremin bu tarafı var. Şimdi ben buraya resmi olarak atandığımda yani Haziran ayında da resmi atandım biliyorsunuz. İlk önce koordinatör olarak geldim. Haziran ayında da resmi olarak Sayın Cumhurbaşkanımız tensip buyurdular ve ben buraya atadılar.

KADIN OLMAZSA HAYAT OLMAZ

Şimdi sanıyorum Ağustos ayıydı. Şehrimizdeki girişimci kadınlar benden randevu dedi. Ve ben de AFAT’ta onlara randevu verdim ve kendilerini dinlemeye başladım. O zaman kadınlarımız şunu söyledi. Sayın valim biz bu topraklarda doğduk ve burayı terk etmek istemiyoruz. Hatta ben şunu söyledim zaten size terk edin gidin diyen olmadı. Nereye gidiyorsunuz? Tabii defalarca söyledim. Çünkü insanın olmadığı bir yerde hayat olmaz. Hayat insanla başlar, insanla devam eder. Hele hele analarla, kadınlarla devam eder. Daha sonra dedim ki ben zaten sizin gitmenizi istemiyorum. Sayın valim o zaman biz burada kalacağız. Burada üretmeye devam edeceğiz. Lütfen bize yardım edin dediler. Ve devamında ben Amasya’dan da beraber çalıştığım arkadaşlarımı buraya görevlendirme yaptırdım ve bir ekip kurduk. Sahada üreten kadınlarımızı bir bir gezdik. O zaman sahanın bir manada haritasını çıkarttık. O zaman 35 tane kadın kooperatifimizin deprem dolayısıyla zarar gördüğünü kiminin üretemez hale geldiğini, kimisinin işte satış yapamaz hale geldiğini, kimisinin de işte makinelerini kaybettiğini, zarar gördüğünü tespit ettik. Tespit ettikten sonra öncelikli olarak bu kadınlarımıza biz hemen üretim yapmalar noktasında maddi destek sağladık. Bu maddi destekle beraber teknik destek vermeye başladık. Daha sonra bunları eğitimlere aldık. Yani pazarlama eğitimi, ürün geliştirme eğitimi, işte etiketleme eğitimi, ürün, ürünün, ondan sonra işte değişik şekillerde nasıl sunabilirler, bununla ilgili eğitimler verdik ve alanında uzman kişiler geldi. Yer yer de ben arada topladım. Toplantılarına da başkanlık yaptım. Devamında Hayat Hatay diye bir üst marka oluşturduk ki e-ticaret yapılsın. Yani bu kadınlarımıza, üreten kadınlarımıza buradan ulaşılsın diye. Bel’de bir lojistik merkez kurduk. O lojistik merkezde soğuk hava deposu, etiketleme dahil paketleme dahil makineler aldık onlara. Onun yanında bu sizler de çok görüyorsunuz. Prefabrik çarşılarımızda 31 tane dükkan verdik bunlara. Kadınlarımızı işte yer fuarlara götürdük. Hatta Çin’e bile gönder, Makao şehrine, Dünya Gastronomi Festivaline gönderdik kadınlarımızı buradan. İstanbul’da, Mersin’de, Çanakkale’deki fuarlara katılım sağlattık. Türkiye Perakendeciler Konfederasyonunu buraya davet ettim. Bu ulusal market zincirlerini buraya çağırdım ki bazı ulusal marketlerde şu anda kadınlarımızın ürünlerinin olduğunu, pazarlandığını da sizler de görürsünüz. Tabii bunları yaptıkça kadınlarımıza hayatına yeni hayatlar gelmeye başladı. Daha çok umutlanmaya başladılar ve şu anda da heyecanla işlerini yürütüyorlar. Buradan son günlerde özellikle bizi de çok mutlu eden bir haber aldığımızı ifade etmek isterim. İçişleri Bakanlığı’nın projenizi model aldığını modellediler. Bizim İçişleri Bakanlığı ha geçenlerde burada, Ticaret Bakanlığımız Kadın Kooperatifleri çalıştayı yaptı. Hatta çalıştayı da kültür sanat çarşımızda yaptık. Yani sanatçılarımızın olduğu yerde yaptık. Bu çok ses getirdi ve oradaki bizim bu hikayemizi dinledikten sonra bunu Türkiye’ye modelleyelim diye Ticaret Bakanlığıyla İçişleri Bakanlığı konuşmuş ve şu anda 80 ile bizim Hayat Hatay projemiz modelleniyor. Buradan da bunu özellikle gururla söylemek isterim. Kadınlarımıza tekraren teşekkür etmek isterim. Yani bakıyorsunuz enkazda kalmış kadınlarımız şimdi Türkiye’ye e model olmaya başladılar. Tabii bu da bizim için gurur verici bir sonuçtur. İnşallah onları da desteklemeye yine devam edeceğiz. Ben kadınlarımıza çok teşekkür ediyorum. Özellikle Antakya’yı, Defne’yi, Samandağ’ı, Kırıkhan’ı, Hassa’yı yani tüm şehri terk etmeyen, burada kalan, hem analık yapan hem üreten, kadınlık yapan tüm hanımefendilere buradan çok teşekkür ediyorum. İnşallah daha iyi günler bizi bekliyor. Yeni eğitim öğretim yılı yaklaşıyor. Ben buradan tekraren daha önce olduğu gibi ifade etmek isterim. Kesinlikle vatandaşlarımızdan herhangi bir ad altında para talep edilmesi suçtur. Eğitim parasızdır Türkiye’de. Tabii tabii. Yani kayıt için veya işte okulun devamı için herhangi bir şekilde para talep ediliyorsa bu yanlıştır. Bununla ilgili herhangi bir şikayeti olan vatandaşımız varsa bize de düşen gereğini yapmaktır. Fakat onun dışında okul aile birliklerimizin biliyorsunuz okulun genel ihtiyaçlarıyla ilgili yer yer işte yardım, kermes vesaire bu ve buna benzer faaliyetler oluyor. Ama okul aile birliklerimizin bu manadaki taleplerinin veya işte maddi bir getiri beklentisinin bizimle hiçbir alakası yoktur. Olan kendi bağımsız birimleri tabi. Tabii derneğidir. Yani bazı velilerimiz oluyor. Diyor ki mesela ben bu sınıfın işte bilgisayar donanımını veya işte akıllı tahtasını yenilemek istiyorum. Varlıklı bir veliyim ben. Okula katkı sağlayacağım. Katkı sağlamak istiyorum. Evet. Bu bizim tamamen dışımızda. Okul aile birliklerinin kendi faaliyetleri içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Ama bizim ne okul müdürümüz, ne müdür muavinlerimiz, ne öğretmenlerimiz bu konuyla ilgili herhangi bir şey talep edemezler. Vatandaşlarımızın da hassaten bununla ilgili bir ödemede bulunmamasını, ödeme yapmamasını hassaten ben de rica ediyorum. Kayıt parası adı altında kesinlikle para alınmayacak. Ama sen varlıklı bir velisin. Okula bir katkı sağlamak istedin. O senin bileceğin bir şey. Benim dışımda olan bir şey diyorsunuz. Herhangi para talep edilmeyecek.

KONTEYNER KENTLERİMİZİ AZALTACAĞIZ

Bizim yaklaşık 148.000 civarı bir konteynerde kalan vatandaşımız an itibariyle. Hal böyle olmakla beraber öncelikle hak sahibi olup kurada ismi çıkan vatandaşlarımızı biz konteyner kentlerimizden çıkartıyoruz. Toplam konteynerde kalanların %30 civarı hak sahibi. Yani %70’i hak sahibi değil. Şimdi diğer taraftan depremin ilk anında evi az hasarlı olan veya hasarsız olup da evinde kalamayan vatandaşlarımız var. Şu anda bu vatandaşlarımız da konteynerlerde. Biz yaptığımız tespitlerde şayet vatandaşımızın evi varsa, oturabileceği evi varsa konteyneri boşaltmasını istiyoruz. Çünkü biz marka ve modern şehirden bahsediyoruz. Hatay ili, Antakya ilçesi, Defne ilçesi, Samandağ ilçesi tüm şehir bir

konteyner şehir olamaz. Olmamalı zaten. Onun için bir an önce biz konteynerlerimizi azaltma yönünde çalışmalarımız devam ediyor. Burada biz konteyner kent sayısında 207’ye ulaşmıştık ama şu anda 183 konteyner kentimiz var. Süreç içerisinde bunu da azaltacağız. Yani evi olan az hasarlı olup da onarmış olan, onarmamış olan, diğer taraftan evini kiraya vermiş olan varsa ki bazı böyle şeylerle de karşılaşıyoruz örneklerle. Hani konteynerde kalıyor. Evini kiraya vermiş. Biz o vatandaşlarımıza da bir makul bir kısa süre tanıyacağız ve oradan kendi evlerine taşınmalarını isteyeceğiz. Şimdi diğer taraftan bu eşya konusu da yer yer şey oluyor. Konteynerin demirbaşı olan klima ve ısıtıcı hariç ki bunları kullanamazlar zaten. İkisi dışındaki bütün eşyaları alabilirler. Klimaları ve ısıtıcıları alamazlar. Kanepesi var, yatağı var, ranzası var, halısı var. Yani orada bir yaşamın gerektirmiş olduğu eşyalar var. 21 metrekarede olacak ne varsa konteynerlerimizde var. Burada iki tane engelli prefabrik evimiz var. İki tane cinerler. Şimdi burası engeller için dizayn edilmiş bir yer. Dolayısıyla bağışçı olduğu için, buralardaki eşyaların alınmasına izin vermiyoruz. Ama AFAT’ın olan devlet kendi malını verebilir. Biz biz bu kon bu konteynerleri şu anda depoluyoruz. Şimdi bakınız, işe yaramayanları hurdaya veriyoruz.

Ama, kullanabileceğimiz konteynerleri şimdi depoluyoruz. Hatta yer yer Türkiye’nin muhtelif yerlerinde AFAD başkanlığımız depo alanları oluşturdu. Oralarda istifliyoruz. Çünkü yarının ne getireceğini bilemeyiz. Orası bir afette. Orası bir afette yani sadece hata için söylemiyorum bunu. Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir afet olduğu zaman bu konteynerlerimizi biz yine oralarda kullanacağız. Bu şehir konteyner şehri olamaz. Bu şehir kadim bir şehirdir. Bu şehir modern ve aynı zamanda tarihi bir şehirdir. İkisini bir arada buluşturan şehirdir. O bakımdan biz de önümüzdeki dönemde yani önümüzdeki dönemden kastım Aralık’tan sonraki dönemde özellikle konteyner kentlerde ikamet eden, ev sahibi olmayan vatandaşlarımıza da konut edindirme yönünde çalışmalar devam edecek. Bunu hem Sayın Cumhurbaşkanımız ifade ettiler hem Çevre Bakanımız ifade ettiler. Dolayısıyla önümüzdeki sene önemli ölçüde konteynerlerden muhtemelen kurtuluruz ve vatandaşlar normal yaşamlarına geçmiş olur. Koruma amaçlı imar planı çerçevesinde başta tarihi olan yapılar restore edilecek. Onun dışında modern yapılar yani hasar görmüş veya görmemiş kentsel dönüşüm başkanlığımızın çalışmaları neticesinde yani Kemal Paşa’da olduğu gibi giriş +1 işte Uzun Çarşıyı biliyorsunuz boşalttık. Ya çok zor oldu ama sağ olsunlar bizi kırmadılar. Bize güvendiler. Biz de onların güvenlerini boşa çıkartmamak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Şimdi orada 86 tane bir yan tarafa prefabrik iş yeri yapmıştık. Ayakkabıcıları oraya taşıdık. Diğer taraftan da 468 tane yani toplamda 550’yi buluyor neredeyse. Evet. 468 tane bağımsız birimi paladyumun olduğu bölgeye yaptık ve Uzun Çarşıdaki esnaflarımızı da oraya taşıdık. Şu an uzun çarşıda kimse yok. Orada başta yıkım enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Hemen bitiminde işte bu tramvay falan da hep bunun içinde. Yani bu o komplike bir çalışma. Altyapı çalışmaları başlayacak. Altyapı çalışmalarıyla beraber de üst yapı çalışmalarına devam edilecek. İnşallah 810 aya kadar da oraları da tamamlamış oluruz. Yani 2026’ya tabii sarkacak orayı sarkar. Kooperatiflerden bahsettik ama bizim depremden kaynaklı ebeveyn kaybı yaşamış çocuklarımız var, gençlerimiz var. Bununla ilgili de yüreğimizdeki ışık eee projesini başlattık. Şu an 8017 çocuğumuzu biz sosyal zimmet anlayışıyla kendimize zimmetledik. Yani her arkadaşımın, her kaymakam arkadaşımın, her vali arkadaşımın 300 350 400 takip ettiği çocuk var, genç var. Bunları biz birebir ziyaret ediyoruz. Ziyaret etmediğimiz bu arada çocuk kalmadı. Bunların önce fiziki ve maddi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Daha sonra sağlık ihtiyacı varsa sağlık, eğitim ihtiyacı varsa eğitim, psikososyal ihtiyacı varsa psikososyal, işte din şeyin din diyanet konusuyla ilgili bir ihtiyacı varsa o sporla ilgili bir ihtiyacı varsa spor ve bunu biz web tabanı üstünden kurumlara entegre ettik. Dolayısıyla herhangi bir çocuğumuzu o web tabanından işte ismini giriyoruz ve çocuğumuzun genel durumu da dahil. Bu zamana kadar çocuğumuzla ilgili yapılan iş, işlem, hizmet neyse bunlar ortaya çıkıyor. Çocuklarımızdan yurt dışına gönderdiklerimiz oldu. Yurdumuzun muhtelif yerinde İstanbul dahil, Konya, Ankara, Mersin, Antep dahil geziler düzenledik. Arada bir araya getiririz. Çocuklarımızı eğlendiririz. Şu anda 4.000’e yakın çocuğumuz da yaz kurslarında. 150’den fazla 150’den fazla kurs devam ediyor ve bu çocuklarımızı özellikle yaz döneminde ihtiyacı duyduğu, istediği hani resimden tutun spora, spordan tutun işte teknolojiye işte aklınıza ne geliyorsa yani çocuğun ihtiyaç duyduğu ne varsa bu yaz döneminde de onu vermeye çalışıyoruz. Tabii bunun da yanında bizim Ortest protez merkezimiz var. O çok önemli. Yani başkanımızın saygıdeğer işleri Emin Erdoğan hanımefendinin 3 Aralık’ta ilimize teşrifiyle beraber açmıştık. Şu anda aktif olarak çalışıyor. Şu aktif olarak çalışıyor ve Türkiye’de bunun bir benzeri yok. Yani orası sadece Ortez protez merkezinin dışında değişik atölyeler var. İşte mozaik atölyesi var, Kil atölyesi var. Hamam var. Teknoloji sınıf var. Bas konuş kütüphanesi var. Yani kısa şey spor koordinasyon salonu var. Kısacası bir engellinin yani amputasyona uğramış bir engellinin ihtiyaç duyduğu ne varsa siz bizim Ortez protez merkezimizde bunu bulabilirsiniz. Önceden bu vatandaşlarımız Adana’ya ve Antep’e gitmek zorunda kalıyordu. Bazen Ankara’ya gitmek zorunda kalıyordu. Bazen İstanbul’a gitmek zorunda kalıyordu. Şu anda hiç kimsenin bir yere gitmesine gerek yok. Burada da işbirliğimizi başta Fiziksel Engelliler Vakfı olmak üzere onlarla yapıyoruz. İnşallah gördüğümüz tablo bizi çok mutlu ediyor. İçimizde bir burukluk var ama ilk defa yürüyen bir çocuğu veya işte ayağa kalkıp işte hareket edememiş bir vatandaşımızı protezli görüp de yürüdüğünü görünce gerçekten çok mutlu oluyoruz. Bunu da buradan özellikle tabii ifade etmek isterim. Bu arada tabii gastronomi çarşımızı yaptık. Kültür sanat çarşımızda sanatçılarımızı topladık. Defne’de. Buraya da biliyorsunuz. Onu ben sormadım. Daha önce siz anlattınız için. Çok çok yakın. E tabii bunun yanında bizim son zamanlarda birtakım projelerimiz de başladı. Örneğin Samandağ’da dalış okulu çalışmalarımız devam ediyor. Yerini biz verdik. Sörf merkezi çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda da ney merkezi oluşturulması ile ilgili arkadaşlarımız çalışıyorlar. Onu da buradan ifade etmek isterim.

HATAY’IMIZI EL BİRLİĞİYLE İHYA EDECEĞİZ

Geçen sene arkadaşlarımızda işte buradaki ihya inşa çalışmalarını konuşurken arkadaşlar dedim bakın yakın zamanda biz bu kapılarımızla ilgili şey yapmamız lazım. Orada ticaret yeniden başlayacak. Hazırlıklı olmamız lazım dedim. Ve şu anda da biz Cilvegözü sınır kapısının hemen bu tarafında Türkiye Odalar Borsalar Birli işbirliği yaptık. Ortak tır parkı ve lojistik köy inşaat çalışmaları da devam ediyor. Onun yanında kapılarımızı modernize ettik. Hem Cilvegözü Kapı hem de Yayladağı Sınır Kapısı’nda da inşaatlarımıza başlayacağız. Yani hayatın her yönüyle ilgili uğraşıyoruz. Geçen gün Steam bilim merkezi işte bilim merkezini açtık. MKare bilim merkezini açtık. Burada da özellikle işte bilim, teknoloji, mühendislik, matematik ve sanat alanlarında yetenekli çocuklarımızı orada da yetiştiriyoruz. Onların becerilerini geliştiriyoruz. İşte mayıs ayında Hatay bot robot Robot yarışması düzenledik. Böyle işte teknolojiye merak duyan çocuklarımız gerçekten çok ilginç karelerle karşılaştık. Tabii bunların hepsini görünce bizler de mutlu oluyoruz. Yoruluyoruz yani bunda şüphe yok. Ama yorulmadan da mutluluk gelmiyor. Evet. Evet. Şu anda da mutluluğumuzu tarif edemeyiz. Mutluluğumuz bizim yorgunluğumuzu da alıyor, gidermiş oluyor. Burada tabii vatandaşlarımızın e normal hayata daha iyi döndüğünü görene kadar, hissedene kadar da çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Şimdi tabii deprem sadece üst yapımızı değil altyapımızı da çok ciddi derecede tahrip etti. Tabii şu anda elektrik ile ilgili sorumlu kuruluş özel bir kuruluştur. Ama bunu da özellikle söylemek gerekir. Ama onun yanında bizim bütün bu yeni yapılaşmamızda işte şehrimizin yeniden imarında, inşasında onlar da kendilerine göre planlamalarını yaptılar, yatırımlarını yapacaklar. Bir de bizler şu an özellikle Antakya için söylüyorum. Önemli ölçüde konteynerlerimize dair elektrik kullanıyoruz. Tabii normal belki konut yaşamı olsa elektriği belki bu kadar kullanmayacağız. Kesin kullanılmayacak. Onu söyleyeyim. Yani sevgili yurttaşlarımız bana darılmasınlar. Oradan e öyle bilgiler geliyor. Yani konteynerdeki elektrik biraz nasıl diyelim onu? Hesapsız kullanılıyor. Şimdi birincisi altyapımızın ciddi derece tahrip olması. İkincisi, genel manada hani önceden planlanmamış bir şekilde bir yerleşimimizin olması, bunun yanında öngörülemeyen elektrik sarfiyatları yer, genel elektrik akışında sorunlara neden oluyor. Ya bunu burada yaşayan biri olarak ben de, sonuçla çekiyorum. Ben de yaşıyorum ama e önümüzdeki dönemde ben genel manada şehrimizin altyapısının önemli bir kısmı olan elektrik hatlarının, enerji nakil hatlarının, trafoların da buna göre planlanacağını ve yapılacağını buradan Ben belediye başkanlarımızın o manada kötü niyet olduğunu düşünmüyorum.

HATAY MARKA ŞEHİR OLACAK

Şehrimiz genel manada dünyanın en büyük şantiyelerinden bir tanesi. Tabii yer temizlikle ilgili sorunlar varsa da bu belediyenin bazen imkansızlığıyla ilgili oluyor. Bazen görmüyor, bazen işte planladığı yerin dışında bir sorun oluyor. O bakımdan ben buradan bu söyleminizi üstüme alıyorum ve belediye başkanı arkadaşlarımıza bunu ileteceğim. Bir kere Hataylı hemşehrilerimin bu şehri terk etmemelerinden dolayı kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Onların burada kalması bize güç verdi. Burada kalması bizi hep umutlandırdı. Umutlarımızı hep canlı tuttu. Diğer taraftan da bizler başta Sayın Cumhurbaşkanımız, bakanlarımız bizler milletvekillerimiz, yerel yönetimlerimiz, sivil toplum örgütlerimizle beraber bize değer katan, katkı sunan vatandaşlarımızla birlikte basın mensuplarımızla beraber yeni bir şehri inşa ediyoruz. İnşallah burada yapılan bütün çalışmalar Hatay’ın daha güzel geleceği için, daha sağlam, daha konforlu, geleceğe güvenle bakan bir Hatay için olduğunu da buradan özellikle vurgulamak isterim. Hatay evet kadim bir şehirdir. Ama şunu da özellikle tekrar söylemek isterim. Hatay, dünyanın en güzel, en modern, en tarihi marka bir şehri olacaktır. Bunu da inşallah hep beraber yakın gelecekte göreceğiz. Bizim iki tane üniversitemiz var. Bizim medarı iftarımızdır onlar. Malum 6 Şubat depremleri ile beraber uygulamalı bölümler hariç uzaktan eğitim devam ediyordu. En son 2024-2025 eğitim öğretim yılında da yine uzaktan eğitim özellikle uygulamalı bölümler hariç devam etti. Biz bu süreçte başta hasarlı olan yani ağız ve orta saha olan yurtlarımızı onardık. Hizmet verir hale getirdik. Onun dışında İskenderun’da 762 kişilik yeni bir yurt yapıp hizmete aldık. Şimdi de 750 kişi İskenderun’da, 1000 kişi de Serinyol’da hemen üniversitemizin ön tarafında öğrenci yurdunu inşallah Eylül ayı içerisinde tamamlamış olacağız. Rektörlerim, benim başkanlığımda rektörlerimizle beraber toplantı yaptık. Toplantıda bu sene inşallah hem Mustafa Kemal Üniversitemizde hem de İskenderun Teknik Üniversitemizde bütün bölümlerde yüz yüze eğitim yapacağız. Hayatın normale döndüğünün önemli göstergelerinden bir tanesi de budur. Yani şimdi hep Aralık dedik ya aslında Ekim’de de hayat biraz daha normale dönecek. Bunu da öğrencilerimizin şehrimize gelmesiyle göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

GAZETECİLERDEN BAŞKAN ÇELİK’E HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ

GAZETECİLERDEN BAŞKAN ÇELİK’E HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın takdirleriyle Ülkü Ocakları Hatay İl Başkanlığı görevine atanan Mehmet Sinan Çelik’e, Kurtuluş Gazetesi Sahibi Metin Dingil, Hatay Söz Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Talip Köleoğlu ve Hatay Eksen Medya Sahibi Uğur Deliağa tarafından hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirildi.        

Kurtuluş Gazetesi Sahibi Metin Dingil, Hatay Söz Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Talip Köleoğlu ve Hatay Eksen Medya Sahibi Uğur Deliağa, Başkan Çelik’i makamında ziyaret ederek yeni görevinde başarı dileklerini iletti.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Ülkü Ocakları Hatay İl Başkanı Mehmet Sinan Çelik, “Basın, toplumun sesi ve hafızasıdır. Şehrimizin sorunlarının duyurulmasında, kültürümüzün ve değerlerimizin yaşatılmasında basın mensuplarımızın emekleri çok kıymetli” dedi.

Görevi devraldığı Alihan Döner’e hizmetlerinden dolayı teşekkür eden Çelik, “Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in izinde, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin emrinde ve Genel Başkanımız Sayın Ahmet Yiğit Yıldırım’ın gösterdiği istikamette; Ülkücü Şehitlerimizin mirası olan bu kutlu sancağı daha da ileriye taşıma kararlığındayız. Pandemide, depremde ve yangınlarda sahadaki mücadelesiyle halkın takdirini kazanan Alihan Döner başkanımıza teşekkür ediyorum. Biz de Hatay için canla başla çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Yeni dönemde gençlere yönelik sosyal, kültürel ve eğitim projeleri hayata geçireceklerini belirten Çelik, “Deprem sonrası yeniden ayağa kalkma mücadelesi veren şehrimizin birlik ve beraberliğini güçlendirecek faaliyetler ile Hatay’a değer katmayı hedefliyoruz” dedi.

Başkan Çelik ayrıca, “Bana bu kutlu görevi layık gören başta Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanımız Ahmet Yiğit Yıldırım beyefendiye ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız, bilge liderimiz Devlet Bahçeli beyefendiye teşekkür ediyorum” sözleriyle liderlerine şükranlarını sundu.

Devamını Oku

DEPREM BÖLGESİNDE ENGELLİ VATANDAŞLARA DESTEK İÇİN TEŞEKKÜR

DEPREM BÖLGESİNDE ENGELLİ VATANDAŞLARA DESTEK İÇİN TEŞEKKÜR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Depremin en büyük yıkımı yaşattığı şehrimizde, ilk günden itibaren engelli vatandaşlar için özverili çalışmalar yürüten Avrupa El Ele Engellilere ve Yaşlılara Yardım Vakfı, yardımlarını aralıksız sürdürüyor. Akülü arabadan tekerlekli sandalyeye, hasta bezinden hijyen malzemelerine, giyimden gıda yardımına kadar birçok ihtiyaç malzemesini doğru kişilere ulaştıran vakıf, depremzedelerin büyük takdirini topladı.

Vakıf ile iş birliği içinde çalışan depremzedelerin “abla”sı olarak tanınan Çilem Artan, yayımladığı teşekkür mesajında şu ifadelere yer verdi:“Büyük bir gönül bağıyla çıktığımız bu yolda, her zaman yanımızda olan Avrupa El Ele Engellilere ve Yaşlılara Yardım Vakfı’na, Sayın Cengiz Hocazade ve değerli yönetim kuruluna verdikleri kıymetli desteklerden dolayı en içten teşekkürlerimizi sunarız. Sizlerin yardımları, umutlarımızı güçlendirdi, yarınlarımıza ışık oldu. Dayanışmanın ve paylaşmanın en güzel örneğini sergileyen tüm gönüllülere minnettarız.”

Avrupa El Ele Engellilere ve Yaşlılara Yardım Vakfı’nın deprem bölgesinde yürüttüğü çalışmalar, yardımların ihtiyaç sahiplerine en doğru şekilde ulaşmasını sağlarken, gönüllüler de bu süreçte önemli bir rol üstleniyor.

Devamını Oku