13 Ağustos 2025 Çarşamba
DOSTLUK MUHABBET GETİRİR
MİLLİ DAYANIŞMA, KARDEŞLİK VE DEMOKRASİ KOMİSYONU
Depremler İntiharları Tetikledi Mi?
Kirli siyaset ne mi?
PARMAK UÇLARINDAKİ MUTLULUK TUZAĞI: DİJİTAL ÇAĞDA BAĞIMLILIK
KÜRESELCİLERİN YAPAY DEPREMLER ÜRETEREK İŞGAL PLANLARI
Her fırsatta bir araya geldiği dostlarını bu sefer kendi işyerinde ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirten Suphi Turan, tüm dostlarına teşekkür etti. Turan ziyaretle ilgili yaptığı değerlendirmede; “Turan ailemize bağlı ithalat ihracat şirketinde dostlarımız bizi ziyaretleriyle memnun ettiler. Dostluk muhabbet gerektirir, asrın felaketi depremler sonrası bir araya gelmenin mutluluğunu hep birlikte yaşadık. Şirketimizde sizleri ağırlamaktan onur duyduk” ifadelerini kullandı.
Dostlarıyla uzun süre hasret gidererek sohbet gerçekleştiren Suphi Turan, oğlu Mustafa Turan ile birlikte ziyaretçilerini kapıda uğurladı.
Ziyaret çekilen hatıra fotoğraflarıyla ölümsüzleştirildi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izinde giden AK Parti Hatay İl Gençlik Kolları Başkanı M. Behçet Akın ve ilçe gençlik kolları başkanları, gençlik buluşmasına yaptıkları tezahürat ile damga vurdu.
81 il ve binlerce ilçeden gençlik kolları başkanlarının katıldığı AK Gençlik Strateji ve İstişare Kampı Kapanış Programı‘na İl Gençlik Kolları M. Behçet Akın ve 15 ilçe gençlik kolları başkanı katılım sağladı. Gençlerin her daim desteklendiğini ve bu desteğin karşılığını da her seçimde fazlasıyla aldıklarını kaydeden Erdoğan, geleceğimiz olarak nitelendirdiği gençlere yönelik desteklerin süreceğini belirtti. Toplantının en kritik anında AK Parti Hatay İl Gençliği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a; “Hatay seninle gurur duyuyor” şeklinde tezahürat yaparak salonu inleten AK Parti Hatay gençliği, salondan uzun süre alkış aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Hatay gençliğinin tezahüratına selamla karşılık verdi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN GENÇLERE HİTAP ETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Gençlik Strateji ve İstişare Kampı Kapanış Programı‘nda konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “2023 seçimlerinde ilk kez oy kullanan 5 milyonu aşkın gencin yarısından fazlasının teveccühüne mazhar olduk. ‘Gençlerin demokrat amcası’ diyerek pohpohladıkları rakibimizi milyonlarca gencimizin desteğiyle sandığa gömdük.” dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde, AK Gençlik Strateji ve İstişare Kampı Kapanış Programı’na katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 81 vilayet ve 922 ilçede uç beyleri olarak gördüğü gençlerle beraber olmaktan bahtiyarlık duyduğunu söyledi. AK Parti olarak alametifarikaları olan istişare kültürünü her kademede işletmeye devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk önce Kadın Kolları’nın bir araya geldiğini ve verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi. Ardından 11-13 Temmuz’da AK Parti’nin kurmay kadrosuyla 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın icra edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin kampının da her açıdan bereketli, faydalı, ufuk ve zihin açıcı geçtiğini öğrenmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamp öncesinde 100 bin gencin katıldığı saha araştırmasıyla Türk gençliğinin yüksek çözünürlükte fotoğrafını çektiklerini aktardı. Gençliğin beklentileri, istekleri, kaygıları, hedeflerine dair çok kapsamlı bu veri setini kamp süresince etraflıca değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, stratejik iletişim, kriz yönetimi, hitabet ve söylem inşası, dijital mecralarda siyasi temsil, teşkilat liderliği gibi çok farklı başlıklarda birikimlerini gençlerle paylaşan Bakanlara, akademisyenlere ve parti yöneticilerine teşekkür etti.
“SİZLERE UMUT BAĞLAYAN MİLYONLARA HAYAL KIRIKLIĞI YAŞATMAYACAKSINIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bakımdan yenilenmiş, tazelenmiş, güç ve motivasyon toplamış bir şekilde kampın tamamlandığını belirterek şöyle konuştu: “İnşallah her biriniz kampta edindiğiniz bilgiler ışığında heyecanınıza heyecan katarak partimize ve davamıza hizmet etmeyi sürdüreceksiniz. AK Parti’nin AK Gençleri olarak emanete iğne ucu kadar dahi olsa leke bulaştırmayacak, bizi milletimize mahcup etmeyeceksiniz. Sizlere umut bağlayan milyonlara hayal kırıklığı yaşatmayacaksınız. Ülkemizdeki gençlerle birlikte inşallah dünya gençliğine de örnek olmaya devam edeceksiniz. Unutmayın, bölen değil birleştiren, ötekileştiren değil kucaklayan, kutuplaştıran değil kaynaştıran bir anlayışla çalışacaksınız.” AK Parti Gençlik Kolları’nın Türkiye’nin en büyük, en organize ve en aktif gençlik yapılanması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin siyasi adresinin hiç tartışmasız 24 yıldır olduğu gibi bugün de AK Parti olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023 seçimlerinde ilk kez oy kullanan 5 milyonu aşkın gencin yarısından fazlasının teveccühüne mazhar olduk. ‘Gençlerin demokrat amcası’ diyerek pohpohladıkları rakibimizi milyonlarca gencimizin desteğiyle sandığa gömdük.” dedi.
“BİZİM GENÇLİĞİMİZ KIZIL ELMA’NIN PEŞİNDEKİ GENÇLİKTİR”
Son üç ayda AK Parti’ye 130 bin yeni genç üyenin katıldığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gençlik ailemizin yeni mensuplarına, Türkiye’nin en büyük partisine hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Gençlik Kolları olarak 1 milyonu aşkın üye sayımızla ülkemizin yanı sıra dünyanın da en geniş tabanlı gençlik hareketlerinden biriyiz. Tüm yıpratma kampanyalarına, her türlü algı operasyonlarına rağmen saflarımızı daha da genişletiyoruz. Yeni katılımlarla ailemiz büyüyor, güçleniyor. Dosta güven, rakiplerimize korku vermeye devam ediyoruz. Türkiye’nin AK Gençleri olarak milletimizin istikbalini omuzlarınızda taşıdığınızı aklınızdan asla çıkarmamanızı sizlerden istirham ediyorum.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’ye yarın da katılımlar olacağını, farklı katılımlarla güçlenerek yola devam edeceklerini söyledi. Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sizler sıradan bir kadro değilsiniz. Sizler çıkarların bir araya getirdiği bir ekip değilsiniz. Her biriniz aynı davanın etrafında kenetlenmiş, inanmış birer nefersiniz. Unutmayın, bizim gençliğimiz Kızıl Elma’nın peşindeki gençliktir. ‘Nizam-ı aleme içten talip ol. Kızıl Elma neredeyse ara bul. Bağlamasın seni şöhret, para, pul. Hesaplar var sorulmayı bekliyor, ölü dünya dirilmeyi bekliyor.’ Bizim gençliğimiz merhum Abdurrahim Karakoç’un işte bu mısralarla tarif ettiği nizam-ı aleme talip olan, bu uğurda koşan, koşturan, hesap soran bir gençliktir. Bu salonda bulunan gençlik; ufkun ötesini düşünen, Gök Kubbe’yi çadırı gören, semayı ay yıldızlı al bayrağımızla süsleyen bir gençliktir. Türkiye’yi asırlık hedefleriyle sizler buluşturacaksınız. Bölgemizde barış ve huzurun teminatı inşallah yine sizler olacaksınız.” Bölgedeki barış ve huzurun teminatının gençler olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü, bu gençlik bundan bir asır önce merhum Mehmet Akif’in ‘Asım’ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek’ diyerek taltif ettiği bir gençliktir. Elbette ki bu gençlik kutlu davasının idrakinde olan, bu şuurla yürüyen ve akranlarını bu kutlu kervana katmak için çalışan dert sahibi bir gençliktir.” ifadelerini kullandı.
“GENÇLERLE AYNI UFKA BİRLİKTE KOŞMAKTAN KIVANÇ DUYUYORUM”
Gençlerin hem ülkenin hem de AK Parti’nin güçlü geleceğinin teminatı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere hitaben şöyle konuştu: “Siz, bizim aşkla toprağa diktiğimiz fidanlarımızsınız. Siz sadece bizim değil, aynı zamanda dualarında Türkiye’yi unutmayan milyonlarca mazlumun da güven kaynağısınız. Ben bu gençliği karşımda görüyorum. Sizin ışık saçan gözlerinizde Hoca Ahmet Yesevi’nin ilmini, Yunus Emre’nin muhabbet dilini, Ahi Evran’ın mücadeleci ruhunu, Hazreti Mevlâna’nın derinliğini, Hacı Bayram-ı Veli’nin irfanını, Hacı Bektaş-ı Veli’nin hoşgörüsünü, İdris-i Bitlisi’nin kardeşlik şuurunu, Faki Teyran’ın hâlen gönülleri mamur eden engin hikmetini görüyorum. Şunun da idrakinde olmanızı çok ama çok önemsiyorum. Sizin heyecanınızı paylaşmak, sizinle yol yürümek, bu kutlu davada size yoldaşlık etmek şahsım için büyük bir iftihar vesilesidir. Siz genç arkadaşlarımla aynı ufka birlikte koşmaktan kıvanç duyuyorum. AK Gençlik’in yüzümüzü kara çıkarmayacağına tüm kalbimle inanıyorum. Ben sizlere güveniyorum.”
“FATİH SULTAN MEHMET, İSTANBUL’U 21 YAŞINDAYKEN FETHETTİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin milletin emanetine sahip çıkacağına, kendilerinden teslim alacakları sancağı daha da yücelteceğine yürekten inandığını dile getirdi. Tarihe bakıldığında en büyük devrimleri gençlerin yaptığını ya da bu devrimlerin gençlerle yapıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Resul-i Ekrem Aleyhissalatu Vesselam Efendimiz, Allah’ın emriyle 23 yıllık tebliğ mücadelesine başladığında etrafında ihtiyarlar yoktu, gençler vardı. Endülüs’ü fetheden Tarık bin Ziyad daha 30’larına varmadan Avrupa’nın kapılarını araladı. Tuğrul Bey, Büyük Selçuklu Devleti’ni henüz 21 yaşındayken kurdu. Kutalmışoğlu Süleyman Şah, İznik’i Bizans’ın elinden kurtardığında henüz 30 yaşındaydı. İbn-i Sina daha 19 yaşında kendi döneminin en büyük tıp ve felsefe alimlerinden biri sayılıyordu. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u 21 yaşındayken fethetti.”
“BU SALONDAKİ GENÇLİK, ECDADIN İZİNDEN GİDEN BİR KADRODUR”
Arif Nihat Asya’nın “Fetih Marşı” şiirinden, “Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini. Göster, kabaran sular nasıl yıkar bendini. Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini. Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın; Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her biriniz Sultan Fatih’in, Peygamber Efendimiz’in müjdesine mazhar olduğu yaştasınız. Bu salondaki gençlik inşallah Mekke’ye doğru emin adımlarla ilerleyen o mübarek orduyla aynı hedefe yürüyen bir kadrodur. Bu salondaki gençlik, Avrupa’da Afrika’ya cenk meydanlarını asırlarca ‘Allah Allah’ nidalarıyla inleten ecdadın izinden giden bir kadrodur. Bu salondaki gençlik, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü hainlerin karşısına cesaretle dikilen yiğitleri kendine örnek alan bir kadrodur. Gençler, biz size böyle bakıyoruz. Milletimiz size işte böyle bakıyor. AK Partili kadrolar olarak hem büyük bir milletin mensuplarıyız hem de büyük bir teşkilatın neferleriyiz. Kadını erkeği, genci ak saçlısıyla biz millete sevdalı, ülkeye sevdalı, ümmete ve insanlığa sevdalı bir hareketin müntesipleriyiz.” Salonda bir grup gencin, “Aydın, seninle gurur duyuyor” tezahüratı üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne kadar Aydın var bir göreyim?” dedi. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siirt’te okuduğu bir şiir nedeniyle Pınarhisar Cezaevi’ne girerken gençlere, “2000’li yılların Türkiye’si sizin aydınlık ve güzel Türkiye’niz olacak ama bunun için hepimizin çok çalışması gerekiyor. Ben kendi adıma içeride çok çalışacağıma söz veriyorum. Siz de okullarınızda sıkı çalışın. İyi mühendisler, iyi öğretmenler, iyi doktorlar, iyi yöneticiler, bilhassa iyi hukukçular olmak için çok iyi çalışın. Ben şimdi ödevimi yapmaya gidiyorum. Sizler de ödevlerinizi iyi yapın.” şeklinde seslendiğini hatırlattı. Gençlerin verdikleri söze sadık kaldığını ve ödevlerini iyi yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Rabb’ime hamdolsun ki şahsıma sizin gibi mücadele arkadaşları verdi. Siyasi hayatım boyunca gençlerle yol yürümeyi şeref saydım. Sizin varlığınızda daima huzur buldum. Size baktıkça güven duydum. Sizi yanımda gördükçe millete hizmet davamıza daha bir sıkı sarıldım. Bakın yaklaşık yarım asırdır siyaset sahnesindeyiz. 23 yıldır Türkiye’yi yönetiyoruz. İnşallah yarın 24’üncü yaşımızı gururla kutlayacağız. Gençler, bu zorlu yolculukta engelleri birlikte aştık. Saldırıları birlikte göğüsledik. İhanetleri birlikte püskürttük. Badireleri birlikte atlattık. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle birlikte gerçeğe dönüştüreceğiz. Üstat Necip Fazıl, ‘Gençlik yaş işi değil, ruh işidir’ derken mukaddes emanetin bilincinde olan, değerlerini koruyan ve kollayan bir iradeyi işaret etmişti. Allah’a hamdolsun, yola çıkarken nasıl bir heyecan içindeysek bugün de aynı heyecanla gece gündüz çalışıyoruz. Gözlerimizi ufuktan bir an olsun ayırmıyoruz.”
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE’Yİ SABIRLA CESARETLE SAMİMİYETLE İNŞA EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ürettikleri eserlerle yatırımlarla projelerle hizmetlerle ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşıdıklarını vurgulayarak “Sizlere bırakacağımız en büyük miras olarak Terörsüz Türkiye’yi sabırla cesaretle samimiyetle inşa ediyoruz. Lafa her başladıklarında karamsarlık zerk edenlere aldırmayacağız. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyenlere kulak asmayacağız. Kim hangi dolabı çevirirse çevirsin, kim hangi engeli çıkartırsa çıkartsın, sizlere terörün olmadığı bir Türkiye’yi inşallah biz teslim edeceğiz.” diye konuştu. AK Gençlik’in 81 vilayetin her metrekaresinde kurduğu hakimiyetin, muhalefeti özellikle ana muhalefet partisini endişelendirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “CHP Genel Başkanı partisini saran yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet düzeniyle uğraşmayı bıraktı, AK Parti Gençlik Kollarını hedef almaya başladı. Yatıyor, kalkıyor, sürekli AK Gençlik’e laf atıyor, sizlere sataşıyor. Kendince polemik üretmeye çalışıyor. Bunu da her işi gibi son derece iptidai bir şekilde yapıyor. Söylemlerine bakıyoruz, hiçbir derinlik yok. Argümanlarına bakıyoruz, hiçbir tutarlılık yok. Kurduğu cümlelere bakıyoruz, hiçbir mantık örgüsü yok. Siyasetin kalitesini artıracak, gençlere ufuk çizecek, millete umut verecek hiçbir beyanını maalesef bulamıyoruz. Beyefendi çok konuşuyor ama genellikle boş konuşuyor. Hakareti, tehdidi, sağa sola çamur atmayı siyaset yapmak zannediyor. Aslında ortada bir siyasi söylem değil üçüncü sınıf bir laf salatası var. Gaflarıyla kırdığı potlarla kaş yapayım derken göz çıkardığı sakarlıklarıyla kimsenin ciddiye almadığı, hatta kendi partisinde bile itibarı, saygınlığı kalmamış bir siyaset acemisiyle karşı karşıyayız.” CHP Genel Başkanı Özel’in bir ara elinde sürekli kırmızı kartla dolaştığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Grup kürsüsünden önüne gelene kırmızı kart gösteriyordu. Sonra ne olduysa bu dahiyane fikrini, bu çığır açan eylemini aniden terk etti. Ardından banka soyguncularının sloganlarıyla devrimcilik oynadı. Bunda da istikrar sağlayamadı. Burada şunu da tüm samimiyetimle söylemek isterim. Biz CHP Genel Başkanı’nın yaşadığı bu ikilemin, bu istikrarsızlığın, bu savrukluğun sebeplerini çok iyi biliyoruz. Bir tarafta itiraflarla gün yüzüne çıkan soygunun büyüklüğü, diğer tarafta diyet borcundan dolayı bu soygunu savunmak zorunda kalmanın utancı, görüyoruz ki Sayın Özel’in dengesini fena halde bozuyor. 100 yıllık partinin düşürüldüğü işler acısı durumdan, pek çok CHP’li gibi Sayın Özel’in de memnun olmadığı anlaşılıyor. Yatırıma, hizmete, esere, icraata gitmesi gereken halkın parasının bir avuç açgözlü tarafından yağmalanması, inanıyorum ki onu da huzursuz ediyor, tedirgin ediyor, iç dünyasında sorgulamalara neden oluyor. Bantla kapatılmayan yolsuzlukları, her gün lafla kapatmaya çabalamak elbette kolay bir iş olmasa gerek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel’in ahvalinin, “Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” şeklinde olduğunu ifade ederek şunları kaydetti: “Baklava kutularından, çantalarından, poşetlerinden, valizlerden, balya balya rüşvet paraları fışkırıyorken halen turpların büyüğünü sorması pişkinlik değilse utanma duygusunun ciddi erozyona uğradığının bir işaretidir. Mevla kimseyi böyle bir cenderede bırakmasın diyorum. Aslında biraz cesareti olsa biraz kendine güvense biraz vicdanına kulak verse zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmadığını kendisi de görecek ama yapamıyor, o iradeyi gösteremiyor. Belli ki kendisini uyaran, kulağına gerçekleri fısıldayan bir dostu da yok. Sayın Özel hiç merak etmesin. Yolsuzluk operasyonları neticesinde belediyeler rüşvetçi çetelerden, CHP ahtapotun kollarından, Türkiye safralarından, kendisi de prangalarından kurtulacak. Adalet tecelli ettiğinde sadece kendisi değil bir avuç muhterisi savunmak için oradan oraya sürüklediği CHP’li vatandaşlarımız da rahat edecek. CHP Genel Başkanı şunu da unutmasın. Sataştığı AK Gençlik hem siyasi kalibre hem de çalışkanlık itibarıyla Sayın Özel’i çırak çıkartır.”
“SAYIN GENEL BAŞKAN, AK GENÇLİK’LE UĞRAŞMAKTAN ARTIK VAZGEÇSİN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Gençlik’in ufkunun, siyasi becerisinin, bilgisinin ve vatan sevdasının, “CHP’li kodamanlardan fersah fersah ileride” olduğunu vurgulayarak “Batılı televizyon kanallarına ülkesini şikâyet edenler, kusura bakmasınlar ama AK Gençlik’e ne ahlak dersi ne de vatan dersi verebilir.” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Genel Başkan, AK Gençlik’le uğraşmaktan artık vazgeçsin. En iyi bildiği iş olan suç örgütlerinin getir götürünü yapmaya devam etsin. Tabii bir de şayet patronlarından müsaade alabilirse gitsin, ellerinde su bidonlarıyla saatlerce güneşin altında beklettikleri İzmirli seçmenlerinin derdiyle dertlensin. 2025 Türkiye’sinde iş bilmezliklerinden dolayı Kerbela susuzluğuna mahkûm ettikleri kardeşlerimizin sorunlarıyla ilgilensin.” dedi.
“24 YILIN BİRİKİMLERİYLE ÇOK DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YOLA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın AK Parti’nin 24. kuruluş yıl dönümünün kutlanacağına değinerek bu kapsamda partinin emektarlarıyla bir araya geleceklerini ve dayanışmayı daha da güçlendireceklerini söyledi. “AK kadrolar olarak 24 yılın birikimleriyle tecrübesiyle çok daha güçlü bir şekilde yola devam edeceğiz.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizi millete, memlekete ve ümmete hizmet yolundan ayırmasın diyorum. Her birinize aşkınız ve ahde vefanız için tekrar teşekkür ediyorum. Sizlerle her zaman gurur duyduğumu bilmenizi istiyorum.” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şarkıcı Kıraç’ın “Endamın Yeter” şarkısı eşliğinde kürsüye çıktı. Yurdun dört bir yanından kampa katılmak üzere Ankara’ya gelen AK Partili gençler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sevgi gösterileri ve tezahüratlarla karşıladı. Genel Merkez Gençlik Kolları Yerel Yönetimler Yardımcısı Kübra Ezgi Güler’i bebeği Ömer Asaf Güler ile beraber sahneye çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bebeği kucağına alarak bir süre sevdi.
AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Yusuf İbiş programın sonunda sahneye çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve gençlerle özçekim yaptı.
Hatay’ın Yayladağı ilçesinde, yemyeşil doğası ve eşsiz manzarasıyla öne çıkan Kızılgöl mevkiinde yer alan Kızılgöl Otel, tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından yeniden kapılarını misafirlerine açtı.
Hataylı hayırsever iş insanı Mustafa Şaşmaz’ın sahipliğini yaptığı otel, yeni yüzüyle bölge turizmine katkı sağlamaya kaldığı yerden devam ediyor. Modern konforla doğal güzellikleri bir araya getiren Kızılgöl Otel, sadece Yayladağı’nın değil, tüm Hatay’ın en dikkat çeken konaklama noktalarından biri olma özelliğini sürdürüyor. Yenilenen iç mekân tasarımı, kaliteli mobilyalarla döşenmiş ferah odaları ve profesyonel hizmet anlayışıyla otel, hem yerli hem de yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor.
ŞAŞMAZ: OTELİMİZ SADECE TİCARİ BİR TESİS DEĞİL, SOSYAL SORUMLULUK MERKEZİDİR
İş dünyasındaki başarılarının yanı sıra hayırsever kimliğiyle de bilinen Mustafa Şaşmaz, otelin sadece bir turizm işletmesi olmadığını, aynı zamanda bir sosyal sorumluluk örneği olduğunu vurguladı. Şaşmaz yaptığı açıklamada: “Biz bu oteli sadece kâr amacıyla işletmiyoruz. Geçmişte olduğu gibi bugün de doğal afetlerden etkilenen vatandaşlarımızın, şehit ve gazi ailelerimizin yanındayız. Kızılgöl Otel, bu gruplara tamamen ücretsiz şekilde hizmet vermeye devam edecek” ifadelerini kullandı.
Hatay’ın yaşadığı zor dönemlerin ardından bölgeye yeniden canlılık katmak ve insanlara moral vermek amacıyla oteli hızla faaliyete geçirdiklerini belirten Şaşmaz, özellikle depremler sonrası bölgedeki barınma ihtiyacının farkında olduklarını dile getirdi.
YAYLADAĞI FESTİVALİ İÇİN DE HAZIR
Kızılgöl Otel, sadece doğa turizmiyle değil, kültürel etkinliklere sunduğu katkılarla da ön planda. Yakın zamanda düzenlenecek olan Yayladağı Geleneksel Kültür ve Sanat Festivali’ne ev sahipliği yapacak ilçeye gelecek konuklar için otelin tüm hazırlıklarını tamamladığını ifade eden Şaşmaz, festival süresince yer bulma sıkıntısı yaşanmaması adına erken rezervasyon çağrısında bulundu.
YEREL EKONOMİYE KATKI, TURİZME CANLILIK
Kızılgöl Otel’in yeniden hizmete girmesiyle birlikte bölgedeki istihdama da katkı sağlanıyor. Otelde görev yapan eğitimli personel, hem yerel halkın iş gücüne katılımını teşvik ediyor hem de ziyaretçilere üst düzey bir hizmet sunuyor. Otel aynı zamanda doğa yürüyüşü, yöresel lezzetler ve kültürel geziler gibi çeşitli aktivitelerle Yayladağı’nın turistik potansiyelini daha görünür hale getiriyor.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ile Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk, Ankara temasları kapsamında Hatay’a yönelik planlanan projeleri görüşmek üzere önemli ziyaretlerde bulundu.
İlk durağı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü olan heyet, burada Genel Müdür Mehmet Akif Balta ile bir araya geldi. Görüşmeye Yayladağı Belediye Başkanı Mehmet Yalçın da katıldı. Toplantıda, Hatay genelindeki su projeleri detaylı şekilde ele alındı. Ziyaretin ardından konuşan Başkan Yalçın, “DSİ Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Akif Balta’yı ziyaret ederek ilçemize yönelik projeleri görüştük. Misafirperverliklerinden ötürü kendilerine teşekkür ederiz” dedi.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI İLE ÖNEMLİ GÖRÜŞME
Programın ikinci aşamasında, Milletvekili Yayman ve Başkan Öntürk, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ı makamında ziyaret etti. Görüşmede, Hatay’da devam eden sanayi ve teknoloji yatırımları ile deprem sonrası kalkınma süreci masaya yatırıldı. Heyet ayrıca vatandaşlardan gelen talepleri ve çözüm bekleyen meseleleri de Bakan Kacır’a iletti.
Ziyaretin ardından açıklama yapan Hüseyin Yayman, “Sayın Bakanımıza ilimizle ilgili tüm sorunları, ihtiyaçları ve projeleri aktardık. Gösterdikleri yakın ilgi ve misafirperverlik için kendilerine teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı İsmail Bayrakdar, sendika genel merkezinden gelen heyetle birlikte il başkanlığı önünde memur zamlarını protesto etti.
Geniş katılımlı gerçekleşen programda konuşan Bayrakdar; “Kamu işvereni 8. Dönem Toplu Sözleşme için dün açıkladığı teklifinde 2026 için % 10 + 6, 2027 için 4 + 4 zam önerisinde bulundu. Görüyoruz ki, kamu işvereni 7. Dönem Toplu Sözleşmedeki hatasını tekrar ediyor. Ne geçen iki yılın reel kayıplarını gideren ne de gelecek kaygısını ortadan kaldıran bu teklifin memurun hangi sorununu çözmek için hazırlandığını anlamış değiliz. Kamu işvereninin bu teklifi; memurun yaşadığı zorlukların görülmediğini ya da görmezden gelindiğini gösteriyor. Biz, Memur-Sen olarak kamu görevlilerinin haklı beklentilerine dayanarak, piyasa gerçekleriyle, çarşı pazarla uyumlu, reel kayıpları giderici, emekliliği ve emeklileri dikkate alan gerçekçi rakamlardan oluşuyor. Refah payı istedik; çünkü geçmiş dönem kayıplarının giderilmesi gerekiyor. Taban aylığa zam istedik; çünkü görev-emekli aylığı arasındaki bozulan dengenin yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Oransal zam istedik, çünkü yüksek enflasyon altında ezilmemesi, memurluk itibarına uygun onurlu bir yaşamı sürmesi gerekiyor. 2016 yılından sonra göreve başlamış kamu görevlilerine ilave 1 derece verilmesini, Her gün daha fazla örselenen aileyi koruyacak bir teklifle gelinmesini, 1. Dereceye 3600 Ek Gösterge verilmesini, Mühendislerin mali ve özlük haklarının geliştirilmesini, Mühendislik Meslek Kanununun çıkarılmasını, Akademisyenlerin, Şef ve Amirler ile Şube Müdürleri ve Müdür Yardımcılarının mali ve özlük hakları düzeltilmesini, Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılarak, Genel İdari Hizmetlere dahil edilmesini, Genel idari hizmetler sınıfı çalışanlarının haklarının iyileştirilmesini, Bayram ikramiyesinin memurlara da verilmesini, Kira yardımıyla maaşı eriten kira sorununun çözülmesini, Vergide adaletin sağlanmasını, gelir vergisinin yüzde 15’e sabitlenmesini, Bordrodaki bütün gelir kalemlerinin prime esas kabul edilmesini, bağlanma oranındaki çarpıklığın giderilmesini, 2016 yılından sonra göreve başlamış kamu görevlilerine ilave 1 derece verilmesini, Kamu personel sistemindeki çarpıklıkların giderilmesini, 4688 sayılı sendika yasasının revize edilmesini istedik. Ama işveren bunların hiç birini dikkate almadığını gösteren bir teklifle geldi.
İŞVERENİN TEKLİFİ BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDEDİR
İşverenin teklifi bomboş bir kâğıttan ibaret ve bizim için yok hükmündedir. Bu teklif, enflasyonu memur maaşını kısarak dizginlemeyi hedefleyen çarpık ekonomi anlayışının ürünüdür. Ekonomideki istikrarsızlığın da yüksek enflasyonun da sebebi biz değiliz, bu yüzden faturanın bize çıkarılmasını asla kabul etmiyoruz. Talebi kısarak enflasyonu dengelemek için uygulanan ve sabit gelirliyi yoksulluğa mahkum eden düşük ücret politikasını reddediyoruz. Enflasyonu baskılaması gerekenlerin memurun maaşını baskılamaya kalkmasını gaflet ve garabet olarak görüyoruz. Emeğimizi değersizleştiren bu teklifi pazarlığa değer görmüyoruz. Market filesini doldurmaya bile yetmeyecek olan bu teklif memuru açlık sınırıyla yoksulluk sınırı arasına mahkum eden Hakem kararının devamı niteliğindedir.
Yaklaşık 4 milyon memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisinin beklenti ve taleplerini yok sayan; memuru yokluğa mahkûm, namerde muhtaç edecek olan bu teklifi ciddiye almıyoruz. Adaletten, haktan ve hakkaniyetten uzak, akıl, vicdan ve insaf dışı bu teklifi yok sayıyoruz. Kamu personeli arasındaki ücret dengesini bozacak, iş barışını örseleyecek bu garabeti reddediyoruz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturunu yok sayan, Türkiye Yüzyılına yakışmayan bu ciddiyetsizliği reddediyoruz.
Mali disiplini memuru fakirleştirmek olarak gören maliye zihniyetini, Memuru bütçeye yük gören çarpık bakışı, Piyasa gerçeklerine kör, alın terine hor bakan bu teklifi reddediyoruz.
SÜREÇ SAHADA DEĞİL MASADA SONUÇLANMALIDIR
Türkiye büyürken, alım gücümüzün küçülten bu teklife HAYIR diyoruz. Biz uzlaşmadan yanayız, sorunların masada çözülmesinden tarafız. Ama teklif bu haliyle bizi masadan kaldırıp sahaya çıkmaya mecbur bırakmıştır. Kamu işvereni derhal yeni bir teklifle masaya oturmalı, Refah payı, taban aylığa zam ve enflasyon gerçekliğine uygun oransal zamlarla beklentiler karşılanmalı, kamuda bozulan ücret dengesi düzeltilmeli, iş barışı sağlanmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın kamuda çalışanlar arasında ücret dengesi konusundaki kriteri dikkate alınmalıdır. Toplu pazarlığa uygun olmayan, içinde taban aylığa zam ve refah payı olmayan bu gayrı ciddi teklifi elimizin tersiyle itiyor, kamu işverenini ciddiyete davet ediyoruz. Biz kamu görevlileri olarak hakkımızı alana kadar bütün sendikal araçları ve demokratik eylem hakkımızı kullanarak haykırmaya devam edeceğiz. Kamu işvereni, küçük tekliflerle, Büyük Türkiye hedefine ulaşılamayacağını görmeli, teklifi revize etmeli, geçmiş kayıpları tazmin edecek, gelecek kaygılarını bitirecek yeni ve gerçekçi bir teklifle masaya gelmeli, süreç masada uzlaşmayla sonuçlanmalıdır” ifadelerini kullandı.