Nazmi Bozoğlan

Nazmi Bozoğlan

22 Eylül 2023 Cuma

ELİMİZE YÜKLENEN YAZILIM DİLİMİZE YÜKLENSEYDİ NE OLURDU?

ELİMİZE YÜKLENEN YAZILIM DİLİMİZE YÜKLENSEYDİ NE OLURDU?
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Dil, yiyeceklerin tadını almamızı, çiğnememizi, yutmamızı sağladığı gibi insanlarla konuşmamızı da sağlar.

Elimizde et parçası dilimizde et parçasıdır.  Elimizle cisimlerin sıcaklığını, soğukluğunu,  yumuşaklığını, sertliğini ölçer anlarız.  Dilimizle yeryüzündeki bütün yiyeceklerin lezzetini ölçer faydalı olanı midemize gönderir zararlı olanı tükürürüz. 

Elimize yüklenen yazılım, program dilimize yüklenseydi. Hiçbir yiyeceğin lezzetini alamaz yiyecekleri yemek azap olurdu. Yiyeceklerin faydalı zararlı olduğunu ölçemez midemize gönderirdik. Bu da bizim hayatımızın sonu olabilirdi.

Bizi yaratan ve bu yazılımları yerli yerine yükleyen Rabbimize hamdolsun. 

Cumanın Feyzi Bereketi üzerinize olsun.
Nazmi BOZOĞLAN
Devamını Oku

HALI DOKUYAN BÜTÜN İNSANLAR BİR ARAYA GELSE BİRBİRİNDEN FARKLI KAÇ TANE HALI DOKUYABİLİR?

HALI DOKUYAN BÜTÜN İNSANLAR BİR ARAYA GELSE BİRBİRİNDEN FARKLI KAÇ TANE HALI DOKUYABİLİR?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

                Farklı dokuma yapabilmeleri için daha önce dokumasını yaptıkları halıları sermeleri ve eski yaptıkları halılara baka baka ancak farklı halı dokuyabilirler. Ancak buna rağmen belki 10 bin halıdan sonra farklı halı döşeyemeyeceklerdir.

                Dünyada 8 milyar insanın parmak uçları birbirinden farklı döşenmiş,  aynı genetik bilgiyi taşıyan tek yumurta ikizlerinin parmak izleri dahi birbirinden farklıdır.

                Bu döşeme işini ancak 8 milyar insanın parmak uçlarını aynı anda gören bilen birisi tarafından yapılabilinir.

                İşte bu döşeme işini Cenabı Hak Kur’anı Keriminde şöyle anlatmaktadır. “ İnsan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacağımızı mı sanır? Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.” (Kıyâmet : 4)

Cumanın feyzi bereketi üzerinize olsun.

Nazmi BOZOĞLAN

Devamını Oku

AMPÜLÜN İCADINDA EDİSON’un PAYI BİNDE BİRDİR

AMPÜLÜN İCADINDA EDİSON’un PAYI BİNDE BİRDİR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çünkü Ampulü icat etmede kullandığı elini, ayağını, gözünü kulağını, beynini kalbini vücudundaki yerlerine yerleştiren annesi babası değildir. Edison kendisine ait bu organları bir yerlerden satın almamıştır. Akılsız şuursuz, cansız tabiatın da kendisine hediyesi değildir.

         Edison Allah’ın verdiği akılla, gözle, kulakla ampulü bulmuştur. Bu organları yaratan Allah olduğuna göre bu organlarında gerçek sahibi de Allah’tır. Edison’a emanet olarak vermiştir. 

          Ayrıca Allah tabiata ampulün, kablonun, mıknatısın vb. ham maddesini ve elektrik oluşumunu sağlayacak kanunları koymasaydı, Edison ampulü icat edemezdi.

          Dolayısıyla, ampulün veya uçakların, cep telefonlarının, televizyonların kısacası insanların yaptıkları icat ettikleri her şeyin tabiri caizse binde 999 hissesi Allah’ın, binde 1 hissesi ise mucitlerindir, o hisse de tembellik yapmayıp cüzi iradelerini kullanıp çalışmalarından dolayıdır.

Ateizm-Deizm (Milli Manevi Değerleri Yok Etme Projesi) kitabımdan http://ateizmdeizmprojesi.com

Cumanın feyzi bereketi üzerinize olsun. Selam ve saygılarımla…

Devamını Oku

RÜZGÂRLARIN AŞILAYICI ÖZELLİĞİNİ; BİLİM İNSANLARI 20. YÜZYILDA ANCAK KEŞFEDİLMİŞTİR. OYSA KUR’AN BU DURUMU 1400 YIL ÖNCE BİLDİRMİŞTİR

RÜZGÂRLARIN AŞILAYICI ÖZELLİĞİNİ; BİLİM İNSANLARI 20. YÜZYILDA ANCAK KEŞFEDİLMİŞTİR. OYSA KUR’AN BU DURUMU 1400 YIL ÖNCE BİLDİRMİŞTİR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 Bütün bitkilerin çiçeklerinde, erkek ve dişi çifti bulunmakta ve erkeğin dişiyi aşılamasıyla meyveler meydana gelmektedir. Bu aşılama fiili ise rüzgârlar sayesinde olmaktadır.

Bu gerçeğin 1400 sene evvel elektriğin dahi keşfedilmediği bir dönemde okuma yazma bilmeyen bir insan tarafından keşfi mümkün müdür?

“Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.” (Hicr: 15/22) ayeti;

Kur’an’ın 1400 yıl önce rüzgârları aşılayıcı olarak gönderildiğinden bahsetmesi; Kur’an’ın Allah kelamı olduğunun ve Hz. Muhammed’in (s.a.v) Allah’ın peygamberi olduğunun delillerindendir.

Ateizm-Deizm (Milli Manevi Değerleri Yok Etme Projesi) kitabımdan http://ateizmdeizmprojesi.com

Cumanın feyzi bereketi üzerinize olsun.

Nazmi BOZOĞLAN

Devamını Oku

GÖKYÜZÜNDE KUŞLARDAN BAŞKA HİÇBİR VARLIĞIN UÇAMADIĞI BİR DÖNEMDE KUR’AN’IN 1400 YIL ÖNCE KORUYUCU TAVAN OLARAK ATMOSFERDEN BAHSETMESİ;

GÖKYÜZÜNDE KUŞLARDAN BAŞKA HİÇBİR VARLIĞIN UÇAMADIĞI BİR DÖNEMDE KUR’AN’IN 1400 YIL ÖNCE KORUYUCU TAVAN OLARAK ATMOSFERDEN BAHSETMESİ;
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kur’an’ın Allah kelamı olduğunun ve Hz. Muhammed’in (s.a.v) Allah’ın peygamberi olduğunun delillerindendir.

Atmosfer, dünyamızı saran canlıların hem yaşam kaynağı hem de koruyucu kalkan görevi gören bir gaz kütlesidir. Yaşam için gerekli gazları bulundurur. Dünyanın aşırı ısınma ve soğumasını engeller.

Güneş ışınlarının dağılmasını sağlayarak gölgede kalan kısımların da aydınlanmasını sağlar. Meteorolojik olayların görülmesini sağlar. Işığı, sesi, sıcaklığı geçirir ve iletilmelerini sağlar. Uzaydan gelen meteorların parçalanmasını sağlar.

Görüldüğü gibi atmosferin bu görevlerini yapmaması hayatımızın sonu demektir. Dolayısıyla Atmosfer hayatımızı koruyan bir tavan olarak yaratılmıştır.

Kur’an’ı Kerim’de Allah’u Teâlâ kullarına bu hususu “Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. ” (Enbiya: 32) ayetiyle bildirmektedir.

Güneşten gelen zararlı ışınları tutan Ozon tabakasını Bilim insanı C. F. Schönbenin 1839 yılında ancak keşferdebilmiştir.

Ateizm-Deizm (Milli Manevi Değerleri Yok Etme Projesi) kitabımdan http://ateizmdeizmprojesi.com

Cumanın feyzi bereketi üzerinize olsun.

Devamını Oku