Emine Naziroğlu

Emine Naziroğlu

09 Eylül 2025 Salı

BİR ÇOCUĞUN DÜNYASINI KARANLIĞA BOĞAN ZORBALIK

BİR ÇOCUĞUN DÜNYASINI KARANLIĞA BOĞAN ZORBALIK
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Okul döneminde öğrencilerin kişilik gelişimlerini ve akademik başarılarını olumsuz yönde etkileyen sorunlardan birisi de “akran zorbalığı” olarak bilinen kavramdır. Akran zorbalığı saldırganlığın bir türü olarak tanımlanmakla birlikte, bazı yönleriyle genel saldırganlıktan ayrılmaktadır. Buna göre, bir söz ya da davranışın akran zorbalığı olarak adlandırılabilmesi için saldırgan özellik taşımasına ek olarak, taraflar arasında eşit olmayan bir güç dengesinin bulunması, kasıtlı yapılıyor olması ve zaman içerisinde tekrarlanması gerekmektedir. Bir kereye mahsus ortaya çıkan münferit olaylar bu kapsamda değerlendirilmemektedir.

Zorbalığın bu sinsi türü, çoğu zaman gözle görülür yaralar bırakmaz. Buradan anlaşılacağı gibi akran zorbalığı yalnızca fiziksel şiddetten ibaret değildir. İtmek, vurmak kadar; isim takmak, sürekli dışlamak, sırlarını yaymak, sosyal medyada küçük düşürmek hatta sessiz muamele de aynı derecede yıpratıcıdır. Bu durum, mağdurun kendini yalnız, değersiz ve yetersiz hissetmesine neden olurken, zorbanın kendi güvensizliklerini ve kontrol ihtiyacını tatmin etmesine hizmet eder. Zorbalığa maruz çocuk, “Ben yanlışım” inancını geliştirdiğinde, bu duygu onun ilişkilerinde, özgüveninde ve geleceğe bakışında iz bırakır.

Birçok ebeveyn, çocuğunun “arkadaşlarıyla kavga ettiğini” duyduğunda bunun sıradan bir durum olduğunu düşünür. Oysa her çatışma masum değildir. Bazı durumlarda bu tekrar eden, incitici ve çocuğun benlik saygısını zedeleyen bir döngüye dönüşür. Zorbalığa maruz kalan çocuk, çoğu zaman yaşadıklarını paylaşmaktan çekinir. Utanır, suçlu hisseder ya da “şikâyetçi” damgası yemekten korkar. Aileler bu noktada dikkatli olmalı; çocuğun davranışlarında ani değişimler fark ettiğinde (okula gitmek istememe, kaygı, içe kapanma, ders başarısında düşüş gibi) bunları önemsemelidir.

Peki aileler ne yapabilir?

Dinleyin ve İnanın: Çocuğunuz yaşadıklarını anlattığında, küçümsemeyin. “Büyütüyorsun” demek yerine “Seni anlıyorum, yanındayım” deyin.

Gözlemleyin: Çocuğun arkadaş çevresini, sosyal medya kullanımını ve duygusal tepkilerini takip edin. Sessiz kalmak, sorun yok anlamına gelmez.

Model Olun: Çocuğunuza empatiyi, saygıyı ve sağlıklı sınırları kendi davranışlarınızla gösterin. Çocuk, zorbalığa karşı durmayı en çok anne babasından öğrenir.

Okulla İş Birliği Yapın: Zorbalık okul ortamında sık görülür. Öğretmenlerle iletişimde olmak, sorunu çözmede güçlü bir adımdır.

Gerekirse Destek Alın: Uzman yardımı, çocuğun duygusal yaralarını onarmada ve özgüvenini yeniden kazanmasında büyük önem taşır.

Unutmayın, zorbalık sadece bireysel bir sorun değildir, toplumsal bir yaradır. Ebeveynler olarak, bu yarayı sarmak ve çocuklarımıza güvenli bir gelecek sunmak bizim elimizde. Onlara iyi bir dinleyici, güçlü bir destekçi ve en önemlisi sevgi dolu bir liman olun.