25 Ağustos 2025 Pazartesi
ARSA HAYALİYLE İNTERNETTEN ARAMA YAPAN VATANDAŞ IBAN OYUNUNU FARK EDİNCE DOLANDIRILMAKTAN KURTULDU
MİLLİ DAYANIŞMA, KARDEŞLİK VE DEMOKRASİ KOMİSYONU
Depremler İntiharları Tetikledi Mi?
Kirli siyaset ne mi?
“SINIRLARIN DİLİ: SAĞLIKLI BİR HAYIR”
KÜRESELCİLERİN YAPAY DEPREMLER ÜRETEREK İŞGAL PLANLARI
Antakya’nın taş sokaklarında bir ezan sesi yükselir, yumuşak bir meltemle kilise çanlarına karışır. Zeytin dalları rüzgârda usulca sallanır, defne sabununun kokusu bir evin penceresinden süzülür. Hatay, Türk’ün, Arap’ın, Ermeni’nin, Hristiyan’ın asırlık kucaklaşmasıdır; duaların, türkülerin, dostlukların vatanıdır. Depremin gölgesinde bile bu şehir, insan ruhuna fısıldar: Burada barış var, burada umut var. Gelin, Hatay’ın kalbine dokunalım.
Hatay, medeniyetlerin buluştuğu bir bahçe. Habib-i Neccar Camii’nde okunan ezan, St. Pierre Kilisesi’nin çanlarıyla dans eder. Samandağ’ın dalgaları, bir Ermeni ninesinin anlattığı masallarla, bir Türk esnafın türküsüyle, bir Arap komşunun zeytinyağlı sofrasıyla birleşir. Bu şehir, defne sabununun ferah kokusunda, zeytin dalının barışında, mozaik taşlarının renklerinde yaşar. Deprem, bu bahçenin dallarını sarstı ama köklerini koparamadı. Hatay, yaralarını sararken bize insan olmanın özünü hatırlatıyor: Birlikte, sevgiyle, umutla varız.
Bu topraklarda her sabah bir dua yükselir. Camide, kilisede, sinagogda, sokakta… Bu dualar, farklı dillerde ama aynı kalpten gelir. Bir zeytin dalı uzatılır komşuya, bir tabak humus paylaşılır sofrada. Defne sabunu, sadece bir zanaat değil, Hatay’ın şifalı ruhudur; elleri temizlerken kalpleri de arındırır. Antakya’nın mozaiklerle süslü sokakları, bize şunu anlatır: Her bir taş farklıdır, ama birlikte bir başyapıt oluşturur. Hatay, bu başyapıttır; insan ruhunun en güzel yansımasıdır.
Bugün Hatay, yeniden doğuyor. Esnaf tezgâhını açıyor, zanaatkâr defne sabununu yoğuruyor, çocuklar zeytin ağaçlarının gölgesinde gülüyor. Bu şehir, gençlere bir yük değil, bir hediye sunuyor: Barışın, sevginin, birlikte yaşamanın hediyesini. Dört medeniyetin mirası, bir festivalle, bir türküyle, bir mozaikle değil, her birimizin yüreğinde can buluyor. Hatay, bize insan olmanın en güzel halini öğretiyor: Farklılıklarımızla değil, kalplerimizle biriz.
Hatay, ezanla çanın, zeytinle defnenin, duayla türkünün vatanı. Bu şehir, depremin tozunu silkeleyip ayağa kalkarken, insan ruhuna bir ayna tutuyor. Burada her adımda bir hikâye, her nefeste bir umut var. Hatay’ın mozaik taşları, defne kokusu, zeytin dalları ve çan sesleri, bize sessizce fısıldıyor: Barış, sevgiyle başlar; umut, kalple yeşerir. Bu senfoniyi dinleyen her kalp, Hatay’ın ruhunda kendini bulur.