“Bakan Özer Hatay’da temaslarda bulundu”

“Bakan Özer Hatay’da temaslarda bulundu”

ABONE OL
14 Kasım 2022 22:51
“Bakan Özer Hatay’da temaslarda bulundu”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, temel atma törenine katılmak ve temaslarda bulunmak üzere Hatay’a geldi.


Bakan Özer’i Hatay Havalimanında Hatay Valisi Rahmi Doğan, AK Parti Hatay Milletvekilleri, AK Parti Hatay İl Başkanı Adem Yeşildal, İl Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük, Belediye Başkanları, Kurum Amirleri ve Partililer karşıladı.

İLK ZİYARET HATAY VALİLİĞİNE GERÇEKLEŞTİ

İlk ziyaretini Hatay Valiliği’ne yapan Bakan Özer, Valilik şeref defterini imzaladıktan sonra yaptığı açıklamada, Valilikte düzenlenecek olan Hatay İl Eğitim Değerlendirme Toplantısı’nın ardından Hatay’a önemli müjdeler vereceğini söyledi. Hatay Valiliği’ni ziyaret ederek ildeki temaslarına başlayan Bakan Özer, burada Vali Rahmi Doğan ve milletvekillerinin de katıldığı il değerlendirme toplantısı yaptı. Yaklaşık 1 saat süren toplantının ardından müjdelerini sıralayan Bakan Özer, Hatay’ın Milli Eğitim bakanlığımızın 2022 yatırım programındaki bütçesini 619 milyon liradan 2 milyar 591 milyon liraya çıkardıklarını söyledi.

EĞİTİM YATIRIMLARI BÜTÇESİ ARTTIRILDI

Bakan Özer, il eğitim değerlendirme toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada kentin 2022 yılı eğitim yılı için 619 milyon lira olarak planlanan eğitim yatırımı bütçesinin 1 milyar 982 milyonluk ilave ile 2 milyar 591 milyon liraya çıkarıldığını açıkladı. Hatay’ın eğitim alanında geldiği noktanın ayrıntılı olarak ele alındığını ifade eden Özer; tüm Türkiye’de okulların güvenli eğitim ortamları olması için güçlendirme çalışmalarının yıl sonuna kadar nihayetlendirileceğini belirterek Hatay’daki okulların depreme karşı güçlendirme çalışmaları için 500, okulların büyük onarım ihtiyaçları için 100 milyon liralık bütçe ilave edildiğini söyledi. Özer, en fazla yatırımın ise okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması için ayrıldığını belirterek şunları kaydetti: “Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde 3 bin yeni anaokulu yapmak için yola çıktık ve şu ana kadar 2 bin 50’si bağımsız anaokulu, 15 bin 500’ü de ana sınıfı olmak üzere aslında 5 bin 150 bağımsız anaokulu kapasitesini oluşturmuş bulunuyoruz. Böylece Türkiye’de beş yaştaki okullaşma oranlarını bir sene gibi kısa sürede yüzde 65’ten yüzde 97’ye ulaştırdık. Üç yaştaki okullaşma oranını yüzde 9’lardan yüzde 16’lara ve dört yaştaki okullaşma oranlarını da yüzde 16’dan yüzde 35 gibi bir orana yükselttik. İnşallah, yılın sonunda bu oranları çok daha yüksek noktalara taşıyıp özellikle beş yaşı yüzde yüze tamamlayıp üç ve dördü de önemli oranda artırarak ortalamasını inşallah yaklaştırmış olacağız.”

HATAY’A 42 YENİ OKUL YAPILACAK

Bu kapsamda Hatay’da 3’ü özel eğitim olmak üzere 17 bağımsız anaokulu yapılacağını söyleyen Özer, merkez ve ilçelerde ihtiyaç olan yerlerde 15 ilkokul, 10 da ortaokul olmak üzere kentte toplam 42 yeni okul yapılacağını belirtti. İskenderun’da inşaatı başlatılan öğretmenevinin de hızla tamamlanması için yatırım programına alındığını belirten Özer, Hatay’a bir de olgunlaşma enstitüsü kazandırılacağı müjdesi verdi. Tüm yatırımların Hatay’a hayırlı uğurlu olmasını dileyen Özer, kentte eğitim süreçlerini başarıyla yürüten tüm yönetici ve eğitimcilere teşekkür etti.

BAKAN ÖZER’DEN SİYASİ PARTİ TEMSİLCİLİKLERİNE ZİYARET

Bakan Mahmut Özer, Hatay temasları kapsamında ilk olarak AK Parti Hatay İl Başkanlığını ziyaret etti. Bakan Özer’i burada İl Başkanı Adem Yeşildal, milletvekilleri, belediye başkanları, ilçe başkanları ve partili vatandaşlar karşıladı. Burada partililere hitap eden Bakan Özer, Hatay’a yapılan yatırımlarla ilgili bilgilendirmelerde bulundu.

Bakan Özer daha sonra Milliyetçi Hareket Partisi Hatay İl Başkanı Murat Adal ve Büyük Birlik Partisi Hatay İl Başkanı Metin Yeşilkaya’yı il başkanlıklarında ziyaret etti.

İLÇELERDE EĞİTİM KURUMLARI AÇILIŞ VE DENETLEMELERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Bakan Özer, il merkezindeki temaslarını tamamlamasının ardından Kırıkhan’a hareket ederek Kırıkhan Fen Lisesi temel atma törenine katıldı. Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Hatay programı kapsamında Kırıkhan’da Recep Atakaş Fen Lisesinin temel atma törenine katıldı. Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Recep Atakaş Fen Lisesi’nin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, bir ülkenin en kalıcı sermayesinin beşeri sermayesi olduğuna işaret ederek bu sermayenin niteliğini artıracak en önemli enstrümanın da eğitim olduğunu dile getirdi. Ülkelerin toplumlarının refahını yükseltmek için en fazla yatırım yaptıkları alanın eğitim olduğuna işaret eden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maalesef bizler 2000’li yıllara geldiğimiz zaman eğitim karnemizin çok da iyi olmadığını görüyoruz. 2000’li yılların başında ilkokul hariç eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının yüzde 50’nin altında gerçekleştiğini görmekteyiz. Bu, ne demek? Ülkemizin en önemli fırsat penceresi genç nüfus olmasına rağmen biz ülke olarak bu genç nüfusu tüm kademelerde eğitimle maalesef buluşturamamışız.” 2000’li yıllarda beş yaş grubundaki yüz çocuktan sadece 11’inin, lise çağındaki gençlerin yüzde 44’ünün okullarla buluşabildiğini kaydeden Özer, 2000’li yıllardan sonra gecikmeli bir eğitim seferberliğiyle okullaşma oranlarının ilk kez tüm kademelerde yüzde 95’in üzerine çıkarıldığını ifade etti.

SON 20 YILDAKİ EN BÜYÜK EĞİTİM BÜTÇESİ

Özer sözlerini şöyle sürdürdü: “Beş yaştaki okullaşma oranları yüzde 11’den yüzde 97’ye ulaştı. Ortaöğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 44’ten yüzde 95’lere çıktı. Yükseköğretimdeki okullaşma oranları yüzde 14’lerden yüzde 48’lere çıktı. Sadece bunlar mı yapıldı? Hayır. Eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaların tamamı kaldırıldı. Düşünün, bu ülkede kız çocuklarının eğitimle buluşmasının önünde başörtüsü gibi bir yasak vardı. İmam hatip liselerinin, meslek lisesi mezunlarının yükseköğretime erişimini engelleyen katsayı uygulaması vardı. İşte bu dönemde bir taraftan okullaşma oranları artırılırken aynı zamanda eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamalar kaldırıldı.” Tüm bunların kolay olmadığını dile getiren Özer, 2000’li yıllarda 300 binler seviyesinde olan derslik sayısının şu an 857 bine ulaştığını, 500 bin olan öğretmen sayısının 1,2 milyona, öğrenci sayısının da 19 milyonun üzerine çıktığını belirtti. Özer, son yirmi yılda eğitime verdiği tüm destekler, eğitime ayırdığı en yüksek bütçe için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerini bir kez de Kırıkhan’dan sunduğunu söyledi. Eğitimde son yirmi yılın “Türkiye Yüzyılı” şarkısında söylendiği gibi mazlumların şarkı söylediği bir döneme karşılık geldiğini belirten Bakan Özer, son 20 yıldaki en büyük kazanımın kız çocuklarının eğitime erişimi alanında olduğunu belirterek “Yıllarca kız çocuklarının eğitimle buluşması için dünya kadar seferberlikler yapıldı. Hatta çoğu zaman da muhafazakâr kesim, ‘Kız çocuklarını eğitimle buluşturmuyor.’ diye sürekli töhmet altında bırakıldı. Bir taraftan okul yapılmadı. Bir taraftan başörtüsü yasakları uygulandı. Bir taraftan da muhafazakâr kesim, ‘Çocuklarını eğitimle buluşturmuyor’ diye sürekli suçlandı. 2000’li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde sadece 39,2 idi. Bugün yüzde 94 nokta 66. Türkiye’nin en ücra noktalarına kadar hizmetimizi, hizmetimizin kalitesini sürekli arttırmak için, gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINA YATIRIMLAR YAPILIYOR

Hatay ziyaretinde kentin mevcut eğitim yatırımları bütçesinin 619 milyon liradan yaklaşık 2,5 milyar liraya yükseltildiğini sözlerine ekleyen Özer, bu yatırımların sadece Hatay’a değil, Türkiye’nin her köşesine ulaştırılmaya çalışıldığını söyledi. Özer sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeter ki çocuklarımız çok daha güvenli, sağlıklı okullarda eğitime erişebilsinler. İçinde bulundukları lokasyondan, sosyoekonomik arka planlarından bağımsız şekilde herkes en nitelikli eğitime erişebilsin. Tek derdimiz bu. Hiçbir ayrım yapmadan Türkiye’nin her noktasına eğitim yatırımlarını ulaştırmak için çaba sarf ediyoruz. İnşallah, yarınlarımız çok daha güzel noktalara ulaşacak.” Bu süreçte en büyük paydaşlarından birinin de geleceğin Türkiye’sini inşa edecek gençlerin eğitim alacağı okulları inşa ettiren hayırseverler olduğunu ifade eden Özer, Kırıkhan Fen Lisesinin bölgeye kazandırılması nedeniyle Recep Atakaş ve emeği geçen herkese teşekkür etti. Konuşmaların ardından Bakan Özer ve beraberindekiler butona birlikte basarak okulun temelini attı.

PAYAS’TA KÜTÜPHANE AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİ

Bakan Özer, Kırıkhan’da temel atma töreninden sonra Payas’taki Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi bünyesinde açılan kütüphaneyi ziyaret ederek burada bulunan öğrencilerle sohbet etti.

BAKAN ÖZER, İSKENDERUN’DA OKUL YÖNETİCİLERİYLE BULUŞTU

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İskenderun’da gerçekleştirilen 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirme Toplantısı’nda kentte görev yapan okul yöneticileriyle bir araya geldi. Programda konuşan Bakan Özer, 2022-2023 eğitim öğretim yılına çok yoğun bir tempoda başladıklarını, salgın sürecindeki kapanmaların ardından okulların ara vermeden yüz yüze eğitim yaptığı bir dönemi yaşamanın mutluluğu içinde olduklarını söyledi. Okulların toplumdaki eşitsizliklerin dengelendiği yerler olduğunu ifade eden Bakan Özer, okullar kapandığı zaman bu imkâna en fazla ihtiyacı olanların en fazla kaybedenler olduğunu hatırlattı. Özer “Okulların o olağanüstü koşullardaki en güvenli ortamlar olduğunu gösterdik ve bir nesli tekrar uzaktan eğitime mahkum etmeyerek kurtarmış olduk. Bu, bu ülkenin geleceği için çok kritik bir hamledir.” dedi.

DEVASA BİR EĞİTİM SİSTEMİMİZ VAR

Türkiye’deki eğitim sisteminde 19 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmenin bulunduğu devasa bir sistem olduğunu, Kovid-19 salgını gibi olağanüstü koşullarda eğitim sistemi normalleştirilmeden Türkiye’yi normalleştirmenin mümkün olmadığını kaydeden Bakan Özer, öğretmen ve okul yöneticilerine teşekkürünü “Eğer biz okulları açmasaydık ülkenin bu kadar kolay bir şekilde normalleşmesi mümkün değildi. İşte bu tarihî katkılardan dolayı ben Millî Eğitim Bakanı olarak tüm öğretmenlerime hem birinci dönemin sonunda hem ikinci dönemin sonunda başarı belgesi gönderdim.” sözleriyle ifade etti. Özer göreve başladığı 6 Ağustos tarihinden bir ay sonra 6 Eylül günü okulları açtığını, o dönemde tatilin uzatılması için sosyal medya aracılığıyla baskı yapıldığını anlattı ve dirayetli durularak o sürecin atlatıldığını ifade eden Özer, 17 Haziran’da okullar kapandıktan hemen sonra yeni eğitim yılı hazırlıklarını başlattıklarını vurguladı. Cumhuriyetin 100’üncü yılına girerken eğitimde kronikleşen problemleri kaldırarak güzel başlangıçlar yapmak için çalıştıklarının altını çizen Bakan Özer, daha önceki yıllarda yapılanlara ilave üç şey yaptıklarını söyledi. Özer, ilk kez 12 Eylül’de eğitim öğretim yılı başlamadan bir hafta önce tüm Türkiye’deki okullarda 60 bin temizlik görevlisinin göreve başlatıldığını, tüm öğrencilerin yardımcı kaynak ihtiyacının öncelikle elektronik ortamda paylaşılarak ardından da basılı olarak öğrencilere ulaştırıldığını hatırlattı. Özer, “2022-2023 eğitim öğretim yılı başında ders kitapları gibi yardımcı kaynakları da basıp ücretsiz olarak tüm illerimize gönderdik. 153 milyon ders kitabı ücretsiz ulaştırılırken 160 milyon da yardım kaynağı öğrencilerimize ulaştırdık.” dedi.

TÜM OKULLARA BÜTÇE GÖNDERİLDİ

Yıllardır okulların bütçesinin bir sorun oluşturduğunu anlatan Bakan Özer, ihtiyacı olan okullara daha fazla bütçe gönderilmesiyle ilgili temenniler dile getirildiğini de hatırlattı. Şu anda tüm okullara bütçe gönderildiğini kaydeden Özer, bu miktarın 6 milyar 200 milyon lira olduğunu söyledi. Kırtasiye, küçük onarım ve temizlik gibi ihtiyaçlar için gönderilen 6 milyar 200 milyon liranın 4 milyar 100 milyonunun kullanıldığına işaret eden Özer, “Hükümet son yirmi yılda en büyük bütçeyi Millî Eğitim Bakanlığına verdi. Bu kadar okul yapan, bu kadar büyük bütçeyi Millî Eğitim Bakanlığı’na ayıran iktidar, okulların ihtiyacını karşılamaktan aciz kalabilir mi? Bakın hala 2 milyar lira okulların hesabında duruyor. Amacımız, okullarımızı kimseye muhtaç etmemek. Kullanmaktan çekinmeyin” diye konuştu. Özer, son yirmi yılda eğitimdeki dönüşümlere değinerek, bir ülkenin en önemli ve kalıcı sermayesinin beşeri sermaye olduğuna, beşeri sermayenin niteliğini artıracak en önemli enstrümanın da eğitim olduğuna işaret etti. 2000’li yılların başında başörtüsü ve katsayı gibi antidemokratik uygulamaların yaşandığını, okullaşma oranlarının yüzde 50’nin altında bulunduğunu kaydeden Özer, “Beş yaştaki okullaşma oranları yüzde 11, ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44 idi. Ama son 20 yılda üç boyutlu bir başarı hikayesi var. Birincisi fiziksel yapı, yani derslik sayıları üç yüz binlerden sekiz yüz elli yedi binlere ulaştı. Doğu batı hiçbir ayrım yapılmadan sağlandı. 19 yılda, beş yaştaki okullaşma yüzde 11’den yüzde 97’ye çıktı. Ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44 iken bugün yüzde 95 oldu. İlkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99.63, yani yüzde yüz. Ortaokuldaki okullaşma yüzde 99.44. Bunları sağlamak için sosyal politikalar uygulanıyor. Garip gurebanın çocuklarının okulların devam ettirebilmesi için burslar, pansiyonlar, taşımalar eğitimler, ücretsiz yemek gibi destekler sağlanıyor. Bir buçuk milyon öğrenci ücretsiz yemek yiyor.” dedi.

EĞİTİM KALİTESİNDEN ÖDÜN VERMEDİK

Özer şöyle devam etti: “Eğitim sistemi artık demokratikleşiyor. Düşünün, bu ülkede ülkenin kız çocuklarının eğitime erişiminin önünde başörtüsü engeli vardı. Sonra da ‘kız çocuklarının okullaşması lazım’ diyorlardı. Ama kimse o zaman kadın hakları ile ilgili konuşmadı. Meslek liselerinde, katsayı uygulaması ile ülke, ekonomik kalkınmasını yerine getiremesin isteniyordu. Katsayı uygulaması nedeniyle bu ülke üç büyük bedel ödedi: Birincisi, mesleki eğitimde iş gücü piyasası aradığı elemanı bulamadı. İkincisi, okullar arası başarı farkı derinleşti. Üçüncüsü, meslek liselerinde devamsızlık, terk oranları ve madde bağımlılığı gibi başka sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Biz kaldırdık bu zararlı katsayı uygulamasını. Bunlar yapılırken, kaliteden de ödün verilmedi.” PISA ve TIMSS uluslararası öğrenci başarı araştırmalarına göre Türkiye’nin son yirmi yılda girdiği tüm araştırmalardan bir önceki döneme göre puanlarını yükselterek çıktığını dile getiren Özer, “Eğitim sistemi bu kadar büyümesine rağmen, öğretmen ve derslik başına düşen öğrenci sayısı, 2000’li yıllardan çok daha güçlü hale geldi. OECD ortalamaları yakalandı. Yani kalite sürekli iyileşiyor. Bunu başaran ülke çok az. Bir taraftan 2000’li yıllarda 2.3 milyon civarında ortaöğretim öğrencisi var, şu anda 6 buçuk 7 milyon. ” ifadesini kullandı. Özer, “2000’li yıllarda beş yüz binlerde olan öğretmen sayısı, şu anda 1.2 milyona ulaştı ve bunun büyük bir çoğunluğu da kadınlarımızdan oluşuyor. Beş yüz bindeyken yüzde kırkı kadınlarken öğretmenlerin, bir nokta iki milyona ulaştığı zaman yüzde elli dokuzuna ulaştı kadın öğretmenlerimizin sayısı.” dedi. Türkiye’nin ilk kez eğitime erişim problemini aşıp, eğitimdeki niteliği artırmayla ilgili yoğunlaşabilme imkanına kavuştuğunu ifade eden Özer, “Bu sürecin lideri olan Sayın Cumhurbaşkanımıza, eğitime vermiş olduğu değer ve bütçede eğitime pozitif ayrımcılık yaptığı için şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Bakanlık olarak yeni dönemde üç unsura ağırlık verildiğini anımsatan Özer şunları söyledi: “Birincisi okul öncesi eğitim. Okul öncesi eğitim, eğitim kademelerinin en kritik aşamasını oluşturmakta. Çünkü eğer okul öncesi eğitime erişimde dezavantajlar ve kısıtlamalar varsa eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirebilmeniz, okullar arası başarı farkını ortadan kaldırabilmeniz mümkün değil. 2000’li yıllarda beş yaşta okullaşma oranı yüzde 11. Üç dört yaş yok zaten. Göreve geldiğimde, üç yaşta Ağustos 2021’de yüzde 9 olan okullaşma oranını şu anda yüzde 16’ya çıkardık. 4 yaşta okullaşma oranı yüzde 16 iken bugün yüzde 35’e, 5 yaşta okullaşma oranı yüzde 65 iken bugün yüzde 97’ye yükseldi, yıl sonu yüzde 100’e çıkaracağız inşallah. Türkiye’de 2 bin 782 anaokulu vardı, biz, 3 bin yeni anaokulu yapmak için yola çıktık. Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde proje başlattık, bir yılda 2 bin 50 bağımsız anaokulunu hizmete aldık, 15 bin 500 anasınıfı açtık. Bu, 3 bin 100 tane bağımsız anaokuluna tekabül ediyor basit olarak. Dolayısıyla 5 bin 150 bağımsız anaokulu kapasitesine ulaştık. Bakın bu adımlar 1 yılda oldu.”

İskenderun’daki programın ardından Hatay temaslarını tamamlayan Bakan Özer, kendisini ağırlayan tüm Hataylılara teşekkür ederek kentten hava yoluyla ayrıldı.

En az 10 karakter gerekli