Para İçine Girdiği Neyi Bozmadı Ki! Özel Eğitim Hizmetinin de Ekseni Kaydı!   (Tespitler – Öneriler)

Para İçine Girdiği Neyi Bozmadı Ki! Özel Eğitim Hizmetinin de Ekseni Kaydı! (Tespitler – Öneriler)

ABONE OL
2 Şubat 2021 09:26
Para İçine Girdiği Neyi Bozmadı Ki! Özel Eğitim Hizmetinin de Ekseni Kaydı!   (Tespitler – Öneriler)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ÖZEL EĞİTİM NEDİR?
“Özel eğitim” bir takviye – kurs, etüt ya da dershane hizmeti olmayıp; belirli oranda engeli bulunan bireylere verilen bir “destek ve rehabilitasyon” hizmetinin adıdır. Böyle olduğu içindir ki tam teşekküllü hastanelerden “heyet raporu” alınması şartı koşulmuştur. Ancak son dönemde,engelli birey bulmakta zorluk çeken belli başlı özel eğitim kurumlarının (ve okullardaki bazı öğretmenlerin) yanlış yönlendirmesi ile veliler (belirli bir zeka / engel sorunu olmadığı halde) akademik başarısı – okul performansı düşük çocuklar için bile özel eğitim talep etmeye başlamış durumdadırlar.
PARA İÇİNE GİRDİĞİ HER ŞEY GİBİ ONU DA BOZDU. ÖZEL EĞİTİM HİZMETİNİN DE EKSENİ KAYDI”
Bu tarz bir hizmet ekseni kaymasının başta hastane sorunları olmak üzere çocuk, veli ve devlet odaklı bir dizi olumsuz sonuçları ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu sorunda, “Özel eğitim” kavramının ailelerde yarattığı “birebir olarak aldırılan bir özel ders – dershane hizmeti” şeklindeki yanlış çağrışım ile belli özel eğitim kurumlarının “özel eğitim” hizmetini engelli bireylere yönelik bir rehabilitasyon hizmeti olması gerçekliğinden uzaklaştırarak Matematiği zayıf, Türkçesi düşük çocuklara vs de verilebilen bir etüt – kurs yahut dershane hizmeti şeklinde tanıtmasının da çok büyük bir rolü olmuştur.
“ÖZEL EĞİTİM MERKEZLERİ ENGELLİ EĞİTİM VE REHABİLİTASYON MERKEZLERİDİR. BİR ETÜT MERKEZİ, TAKVİYE KURS YA DA DERSANE DEĞİLDİR”
Bilindiği üzere bu merkezlerden özel eğitim alabilmek için % 20 – 25 zeka geriliği raporu alınması gerekmektedir. Yüzde yirmi düzeyindeki “sınır mental” dediğimiz zeka geriliği ise sadece okul performansında sıkıntı yaratan, ancak özel yaşamda bir sorun oluşturmayan, yani özel eğitim dediğimiz rehabilitasyona ihtiyaç hissettirmeyen bir orana tekabül etmektedir. Böylesi küçük bir zeka oranı nedeniyle ve sadece okul performansı etkilenen çocuklara, halihazırda olduğu gibi “engelli destek eğitimi verilen bir ortamda akademik destek hizmeti verilmesi (yahut talep edilmesi)” son derece yanlıştır. Bu, gerek haftada iki gün ve bir kaç saatlik düşük ders sayısı bakımından verimsizdir (ayrıca devlete çok maliyetlidir), gerek bu merkezlerin “engelli eğitimine uygun olarak istihdam edilen” eğitici uzman nitelikleri açısından uygunsuzdur, gerekse çocukların psikolojik gelişimleri ve sağlıkları bakımından son derece risklidir, yanlıştır. Bu sorunların çözümü için devletimiz derhal, ya çağrışımı yanlış olan özel eğitim tanımlamasını değiştirmeli yahut bu konuda “özel eğitim nedir, ne değildir” noktasından hareketle velileri derin bir bilinçlenmeye tabi tutmalıdır.
DERSLERİ / AKADEMİK BAŞARISI GERİ OLAN ÇOCUKLAR NORMAL OKULLARDA, BELKİ EN FAZLA SEVİYELERİNE UYGUN SINIFLARDA; ZEKASI SEVİYESİ “YÜZDE YİRMİ” GERİ OLANLAR DA ÖZEL EĞİTİM MERKEZLERİNDE DEĞİL, ÖZEL EĞİTİM OKULLARINDA EĞİTİM ALMALILARDIR”
Yine aynı şekilde zekası normal ancak akademik başarısı düşük, yani sadece okul performansı geri olan çocuklar için “mevcut özel eğitim kurumları dışında” başka bir merkez ve destek programı yürürlüğe sokulmalıdır. Bunun için kanaatimce; okul başarısı düşük olan çocuklar için okullardaki alt sınıfların sayısı artırılmalı, bu bireyler normal çocukların içinde ancak kendi seviyelerini baz alan bir müfredatla eğitimlerini sürdürmelileri sağlanmalıdır. En önemlisi de % 20 zeka engelli raporu olan çocuklar için “özel eğitim merkezleri” değil; halihazırda var olan, tam gün eğitim veren, diploma olanağı da bulunan “özel eğitim okulları” (sözünü ettiğim özel eğitim merkezleri ile özel eğitim okulları ayrıdır) zorunlu tutulmalıdır.
“YAZIK EDİLİYOR! ARTIK İLKÖĞRETİM 1. SINIF ÇOCUKLARINA DA YARIŞ ATI MUAMELESİ ÇEKİLİYOR! ÖĞRENMEK İÇİN GEREKLİ OLAN MAKUL SÜRE TANINMIYOR, ÖĞRENMEDE DİKKATE ALINMASI GEREKLİ OLAN BİREYSEL FARKLILIKLAR VE MUHTEMEL UYUM SÜRECİ GERÇEKLERİ GÖZARDI EDİLİYOR”
İlköğretim 1. sınıfta bile pek çok öğretmen artık çocuklara yarış atı gözüyle bakmakta, 4 aylık ilk dönem sonunda okumaya geçememiş çocukları hemen özel eğitime yönlendirmeye, bir biçimde bu çocukları başlarından atma çabası içersine girmeye, bunun için de velileri psikolojik baskı altına almaya kalkışabilmektedirler. Burada, bir eğitimci olan, pedagoji de okuyan öğretmenlerin eğitimde / öğrenmede zaman, gelişimde bireysel farklılıklar, her çocukta farklı seviyelerde seyredebilen uyum sorunları ve ailesel – çevresel koşullar gibi son derece olağan faktörleri görmezden gelmeleri gerçeği ile sorunlu gördükleri çocukları sınıftan / başlarından atma, homojen bir sınıf ortamı yaratarak rahat etme kaygısı vardır. Bu konuda acilen bir şeylerin yapılması şarttır. Dolayısı ile, yeteri kadar zaman tanınmayan, olağan bir seyir izleyen makul geri kalmışlıkları ciddi bir sorunmuş gibi algılanan bu çocuklar için tek alternatif “engelli bireylere rehabilitasyon ve eğitim hizmeti vermek amacıyla kurulmuş özel eğitim merkezleri” olmamalıdır.
ÖZEL EĞİTİM HİZMETİ,MÜHİM BİR SORUN VE YETKİLİ MAKAMLARA ÖNERİLERİM
1. Evvela okullarımızın ve ilköğretimde görevli öğretmenlerimizin bu sorun hakkında ikaz edilip uyarılması,
2. Daha sonra ilgili velilerin, “Özel eğitimin başarısız çocuklar ve zayıf dersler için takviye sağlayan bir dershane ya da etüt / kurs hizmeti değil;engelli bireylere verilen bir rehabilitasyon hizmeti” olduğu konusunda bilgilendirilerek bilinçlendirilmesi,
3. Ayrıca devletimizin; bu kurumların “engelli bireylere ve engele bağlı akademik geriliklere yönelik bir eğitim mi” (hastaneden belli oranı olan bir engel raporu istendiğine göre böyle) yoksa -belli bir engel olmasa bile- “akademik başarısı az, dersleri geri olan her çocuğun alabileceği bir dershane ya da etüt eğitimi mi olduğu” konusunu netliğe kavuşturması, aksi takdirde mevcut durumun çocuk – aile eksenli ve maddi – manevi birçok sıkıntıya sebep olduğu,
4. Bu hususta yetkili birimlerin okullar ve ilgili bakanlık nezdinde girişimlerde bulunması hususundaki görüşlerimi gerek kamuoyunun gerekse yetkililerin bilgi ve görüşlerine saygılarımla arz ediyorum.

En az 10 karakter gerekli