Asrın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat depremi hemen herkeste bıraktığı derin acılar ile unutulmayacakken bir de deprem sonrası acılarını bir yana bırakıp depremzedeler için var gücü ile çalışan gönüllü insanlar ile de hatırlanacak. İşte onlardan biri 6 Şubat depreminde kaybettiğimiz Hatayspor’un eski futbolcusu Nadir Doğan’ın kızı Hüda Doğan Güler..

Deprem sonrasında kendi imkanları ile depremzedeler için koşturan Hüda Doğan Güler, kendisi gibi gönüllülerden oluşan ekip arkadaşları ile birlikte oldukça güzel işlere imza atarken şimdilerde ise memlekette yaşam normale döndü söylemlerinin aksine Hatay’da çok da normale dönen bir durumun olmadığı, depremzedelerin hala zorluklar içerisinde yaşam mücadelesi verdiği ve Şehrimizin ayağa kalkabilmesi için desteklerin kesilmemesi konusunda sesini duyurmaya çalışıyor.

GÜLER: KAYBETTİĞİMİZ HER CANA ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM

Deprem bölgesi gönüllüsü Hüda Doğan Güler yaptığı açıklamasında: ”Öncelikle hepimize büyük geçmiş olsun. Kaybettiğimiz her cana Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyorum.6 Şubat depreminde babamı kaybettim. Hatayspor eski futbolcularından Nadir Doğan evimizin çınarıydı, bizim her şeyimizdi. Bu acının tarifi yok hepimiz özellikle 11 ilde bu depremi yaşayan insanların hepsinin acısının tarifi yok ve bu aslında zamanla aşabileceğimiz bir şey değil evet acımız belki hafifleyecek ama hiçbir zaman unutulmayacak ve biz bu korkuyla yaşamaya devam edeceğiz. 11 İl arasında en fazla yara alan en fazla acıyı tadan en fazla ölümü gören şehrimiz Hatay kadim şehir medeniyetlerin beşiği Hatay şu anda tanınmayacak halde. Hatay Antakya Türkiye’nin sayılı güzelliklerinde olan ilçemiz şu an boş bir araziden ibaret. Değerli devlet büyüklerimiz ellerinden geleni yapıyorlar fakat şehrimizin ayağa kalkabilmesi için desteklerin kesilmemesi gerekiyor. Ben altı ayı aşkın süredir bir Antakyalı olarak şehrime şehrimde yaşayan memleketlilerimi yalnız bırakmamak için canla başla mücadele ediyorum. Sahada birçok gönüllü arkadaşımız var ama hiçbirimiz yetişemiyoruz. Bunların nedenlerinden bir tanesi ise insanların Hatay’da ,Antakya’da ve Defne’de yaşamın normale döndüğü söylemleri.. Bazı yayın organlarının Hatay’da her şeyin düzeldiğine dair yayınları insanlarda böyle bir algı oluşturdu. Evet yıkıcı bir deprem de oldu geçti ve bitti bu çok yanlış bir düşünce. Gelip Hatay’ı birebir canlı görmeleri gerekiyor. Hatay’da henüz düzelen hiçbir şey yok halen enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Dokuz ay geçmesine rağmen insanlar ellerinden geldikleri kadar çabalıyorlar, fakat yıkım büyük olduğu için birkaç ayda bitebilecek bir şey gibi görünmüyor.

Benim insanlardan tek isteğim Hatay’da hiçbir şeyin düzeldiğini işlerin henüz rayına oturduğunu düşünmesinler. Çünkü insanlar konteynırlarda zor yaşam şartlarında yaşamaya çalışıyor. Çadırlarda yaşamaya çalışan birçok vatandaşımız var ve henüz iş alanları eskisi gibi olmadığı için insanlar iş bulamıyor, maddi olarak zorluk çekiyorlar. Kış geliyor çocuklarına mont ayakkabı alamıyor anneler çünkü alım gücü yok. Ben bu yola çıktığımda tek başımaydım. Ama şu an kocaman bir aile olduk. Yardımlaşma yaşatır biz duyarlı yardımlaşmayı seven milletiz insanlardan isteğim şudur ki o kadim şehrimiz Hatay düzelene kadar ellerini çekmesinler. Çünkü zorda zor şartlarda yaşamaya çalışan onlarca insan var lütfen desteklerini esirgemesinler. Bir çocuk güldüğünde dünya güzelleşir” dedi.